Duyulmasını istediğimiz bir sevgi mesajı iletmek istiyorsak, bunun gönderilmesinden başka çare yoktur. Bir lambanın yanmaya devam etmesini istiyorsak, ona sürekli gaz doldurmalıyız. (Teresa Ana)
Paylaş
"TÜFEĞİMİ NAMLUSUNDAN VURDULAR" isimli şiir 29.6.2017 01:31:07 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Yılların ayazı vurmuş şakaklarıma Isınmıyor bir türlü ellerim, ayaklarım Bütün mevsimlerim kış… Derin çizgiler, mor halkalar aynasında Yüreğim kırış kırış…
Göçmeye yüz tutmuş bir taş duvarın arkasında Ne kadar birikmişim varsa ‘acep-keşke’ envâından Boy sırasına sokup İzmarit ezer gibi ezecektim güya…
‘Dediler’i ve ‘demişler’i toplayacaktım sonra birer birer Yan yana, omuz omuza, sırt sırta yaslayıp cümlesini Gözümü bile kırpmadan Ve asla titretmeden ellerimi Kurşuna dizecektim Olmadı… Hey gidi dünya!
“Deli mi ne…” dedi bir ses o taş duvarın arkasından Ve tutukluk yapacağı tuttu tüfeğimin Tüfeğimi namlusundan vurdular…
Yaslıydım… Öfkeliydim… Ve sarhoştum… Tüfeğimi namlusundan vurdukları akşam Karanlığa koştum…
Çizdim üstünü hışımla tüm yazılmış olanların Ve dahi Yazılacak olanların… Bir daha Bir daha Bir daha… Sonra Çatlasın dedim neresinden çatlayacaksa bâde-i câmım Ne denli kara gelecekse gelsin dedim serencâmım Devrilsin dedim sıralı dağlarım birbiri üstüne devrilsin Sen ki ey yaşamak dedim Sen ki Aslında bir ağulu dilsin… Düşünüyorum da hani O kadar da önemli değilsin…
Ahmet KÖKEN
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.