Duyulmasını istediğimiz bir sevgi mesajı iletmek istiyorsak, bunun gönderilmesinden başka çare yoktur. Bir lambanın yanmaya devam etmesini istiyorsak, ona sürekli gaz doldurmalıyız. (Teresa Ana)
Paylaş
"ÖLÜMLE LADES OYNAMAK" isimli şiir 27.8.2019 20:04:02 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Sabah ayazının yatağa vurduğu Bir ürpertiyle uyanılır yataklardan Sabah çayından iki yudum alıp düşülür yollara Her sabah döner yada dönemez düşüncesiyle Helallik aldıktan sonra Hep akılda olan ama aslında hatırlamak istenmeyen Sanki hiç başa gelmeyecek bir şey yaşanır Geride hiçbir şey bırakmadan sadece
Hayat dediğin maden işçileriyle bire bir değil Tarz farkıyla yaşarlar hayatı Hiç bir zaman maden işçisi olmayacak gibi Sonrası her gün
Derler ki ölmüştür bir o kadar madenci Biraz sonra sessizliğe bürünecek televizyonlar Sadece geride kalanlar ağlarlar Ateş düştüğü yeri yakmakla hükümlü
Karanlıktır bileklerinden akan ter Kazmayı dağın sert taşları yüklenir Boğazındaki lokmanın kiridir kömür Geleceği düşlemek kaderi değil O emeğin maden işçisi
Hiç düşleyemez üç kuruşluk bir dünyayı Yüzleri kapkara bile olsa Gönülleri kara elmasla işlenmiş Dar tünellerde kazarlar kendi mezarlarını Vurur grizular yaşamlarını göçüklerde Kahrını anlamak için hayatın
Her zaman hüzünlü kömür siyahı rengindedir şehirleri Gökyüzü ne anlama gelir Aydınlığı görmek ne demek Allaha dua etmeleri umut mu acaba Bir soluk atılırken o zifiri karanlık havaya Acının tüm içsel hesabı gözlerde yaşanır Son kez öpülürken küçücük bebelerin yanakları Son defa sevdiklerinden uğurlar olsun diyerek ayrılmak ne acı Son bir kere nefeslerini bıraktıkları güneşe elveda
Ölümle birer ladestir maden şehirlerinde yaşamak Son kazmayı vurur Azrail ölüm fermanını damgalar gibi Burası madenci şehri matemli kadınlarla dolu Hayatın zamansız mezunu ettiği yitikler şehri Son baharlar ilk baharlarda yaşanır
Kimler ocağa ilk indiğinde bu raylardan geçti Acaba şu eski fırçalıklara kim dokundu Kim minik mehmedin duygusunu yaşayarak hüzünlendi Kim çocuğunun madenci olmasını istedi ki
Cehennemi andırır kuyularından çıkan dumanlar Vagonlarla Mehmetler taşınıR çukurlarına Yangınlar yükselir damarlarından yerin bin kat altında Göğün milyon kat üstünde siyah incidendir ölüm
Kara kömürün kadınlarını bekler kara günler Her akşamın acıları yüreğinde kara sevdalı kadınları Her sabah kahramanlar helalleşerek ölüme giderler Bir cenge gider gibi
Zeynep düşlerin en güzelini kurardı Kara elmas karası gözleri akşamüstleri camın önünde Babasının gelişini gözlerdi madenden Kara kasketli adamın yorgun argın gelişini Kara kasketini gülerek sallardı Mehmet kızı zeynebe doğru Tüm şehir şenlenirdi kucağında kirine tozuna bakmadan
Mehmedin üstünde kara kiri görülürdü amma Gözlerinde kara bulut hiç mi hiç görülmezdi Hey gidi günler şimdi gönlü burkan bir çocukluk hikayesi Tüm kara elmas şehitlerinin mekanı cennet olsun Zeynebin umutları yeni söndü o pencerenin önünde
Adeta dünyanın adaletsizliğinin simgesidirler En ağır koşullarda can korkusuyla çalışıp En düşük maaşı alan maden işçileri Her gün hayata en ağır borcu öderler Bir Selda Bağcan türküsü söylenir hep birlikte ”umutsuz bir sonbahar günüydü çocukları uyurken çıktılar ereğli sokaklarına üzülmez’e gidiyorlardı kır düşmüştü kemikten şakaklarına… giderim bende bende bir arzum kaldı sende”
Maden işçisinin ölümü o kadar gerçek ki Hiçbir umudu olmayan loş bir ışık Madenle birlikte çöker içlerine Haykırırlar acıtan bir sesle Ölüm çukurlarında
Baba mesleği madenci Maalesef bu şehirde dede madenci oğul madenci Oğlum olmasın diye adeta yalvarırlar Mevlaya Bu memlekette madenciler sadece ölümle anılırlar
Kim ne derse desin Kömür çıkarır gibi insan çıkarırlar bazen Kendi dertlerini unutup karalar içinde Ağlatan bir haber manşetlerde Göz yaşları bile kömür karası...
Dünyaya payanda hep fakir çocukları Kan ter ve gözyaşından ibaret sermayeleri Adeta ücretlerini kazanırlar terinden damıtarak Sadece dört dakikadır nefesleri Bir mucizedir özgürce ölmek Tek teselli dün dünde kaldı yarına Allah kerim
redfer [/ikiyanayasla][ /italik ][ /italik ]
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.