"Adı her saatime çivileniyor" isimli şiir 23.10.2017 12:18:34 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Bu şehirde öldüğümü görürsünüz birgün Bu şehirden gidemem Bu şehirde gördüm güneşi O kadına borçluyum içimin aydınlığını çünkü Huzur o güneşin ışığında...
Aklı varsa bu şehirden gitmez güneş bile Bu şehirde gördü yıldız kadını tek Bu şehirde öksüz kalır onun anıları Kokusu var bu öksüz şehirde hala
O gitti Bir gün geçmezsem evlerinin önünden ateşlerde yanardı... İğne batsa eline canı yansa canım yanardı... O günler,o rüya yok artık bu şehirde O gitti şehir bana darıldı
O kadına borçluyum içimin aydınlığını Huzur o güneşin ışığı...
Bu gün yine bekledim yine o kadını O kadın güneş miydi Buseler kondurdum güneş yanaklarına
O gelmedi Yüzünde yıldızlar mı vardı o kadının Buseler kondurdum yıldız yanaklarına
O gelmedi Bu gelmeyişler atlı bir savaşçı mıydı Yine yaram kanadı Kılıç darbesi kılıç darbesi üstüne Bir savaş
Güneş kadının mavi göklerine hasretimden Yanar dağ olduğum günden beri Güneş ve ay bana aşkın ateş olduğunu söyler Soruyorum güneşe yıldıza Ahirete mi kalıyor bir vuslat.
Bekliyorum Dönmüyor Güneşleri alıp gitmişti Yıllar önce
Altmışıncı doğum günümde yine beklemiştim böyle Aynasından yansıyan ışık bile yok O eski evin önünde O eski evin önündeyim Çölde kum tanesi...
Adını yıldız kadın koydum o kadının Rüyalarımda cenneti o kadının Adının tarlalarındayım Adımı koyun "köstebek"
Ne zaman vuslat Dönse o "yıldız kadın"
Veya durdurun zamanı Mezara yaklaştıkça İki kat daha arttı gamım Mezara yaklaştıkça "Adı" her saatime çivileniyor Mezara yaklaştıkça
Ey şehir ,ey İstanbul sarhoşsun ve yaralarıma ilgisiz Kırk yıl önce olduğu gibi karşısın bu yetim aşka Mezara yaklaştıkça
Her gün bir adım daha yaklaşıyorum ünlemsiz mezara İstanbul Ne zaman dönecek o "yıldız kadın"... O yitik yıldız
Mavi yağmurlu bir günde tanışmıştım onunla Bir kırk yıl sonra yine İstanbuldayım Yağmurun altında durmuşum şimdi Gözlerim adını yazıyor bismillah deyip her harfinde Yere düşen taze suya
Her gün onu tanıdığım günden beridir Dönse o "yıldız kadın" diyorum Güneşle yıldızlarla birlikte
Gün battı ben bekliyorum Yıldızlar silindi tek tek Ben yine de bekliyorum Sokak kovalıyor Gece kovalıyor beni Bulut ağlamaktan yoruldu gökte İstanbul uyudu çocuk gibi şimdi Saat gecenin ikisi olmuş Yelkovanın bile boynu eğri şimdi Ağlıyorum kırk yıl önce olduğu gibi bereketi bol bulut gibi bu karanlık sokakta Çivi gibi düşüyor göz yaşları şu eğri zamanın...
O gün en mavi doğum günü olur Gök mavi olur Gece aydınlık Dönse o "yıldız kadın" Güneş doğar ihtiyar dünyaya
Gece karardıkça kararıyor Sessizlik delirdikçe deliriyor Gecenin deli karanlığına "adını" haykırasım geliyor Kırk yıl önce haykırdığım gibi Küllenmeyecek bir aşk bu
Gitmeyecek hiçbir zaman yetim sesim ona Ah ahirete kalıyor bir vuslat En çok ağlayan güneş değil benim
Gözü kör edin görevini yapmıştır Kalbi çıkarın yerinden görevini yapmıştır Feda olmuş uğrunda kırk küsür yılım Alkışlansın Mecnuna denk sınıfta okudum aşkı...
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.