Web Zaman Damgası

Eylül sarısı

Sana Eylül desem gücenir misin?
Avuçlarım dolusu sevgilerle dokunsam tenine,
Yeniden yeşerir misin ?
Sana desem ki,
Gel,
Ganj nehrinden buluşup, bengala dökülelim
Uzun bir yolculuğun seyyahı olalım
El ele, kol kola
Heybemizde yedi verenler büyütelim.
Sen benden ayrılmamak için Aşk,
Ben sende aşık olsam
Eylül sarısı saçlarınla
Bir oyana bir bu yana raks etsek.



Sana Eylül desem gücenirmisin ?
Ruhumuzu nadasa bırakıp,
Bahara yolculuk etsek
Gelmişi geçmişi silsek yeni bir sayfa açsak
Yıkılan kuleleri, ihtilalleri,
Dünyada Eylül sayfalarını çevirdikçe
Senin koynunda idama gidenleri
İşçiyi emekçiyi, sanatçıyı, gelinlik kızları,
Ve
Güveylik delikanlıları sormayacağım
Yüzleştirmekten uzak sana Eylül diyeceğim.



Özgürlüğüne kavuşan Ulusları,
Savaşları barışları
Bayramını kutlayan toprakları
Peygamberleri, padişahları,
Muhteşem Süleyman’ ın tahta çıkmasını, vefatını
Ağlayıp ta dökemediğim gözyaşlarımı
Acılarımı unutsam
Yoluna çıkıp beklediğim yağmurlarınla
Yüzümü yıkasam
Sana Eylül desem gücenirmisin



Senin koynunda doğan
Tatlı bir uykunun eşiğindeyim
Kızmıyorum sokakları kirletmene
Çetelesini tutmuyorum savurduğun yaprakların,
Kırdığın dalların
Doğuda, ayaza çaldığın bebek yüzlerini
Kuruttuğun ellerimi dudağımı
Kısık, kısık bakan gözlerimi
Ve sana akıp giden yüreğimi
Sana eylül desem gücenirmisinn.


Ben hala senin izinden yürüyen
Ve senden geriye kalan biriyim
EYLÜL..