Web Zaman Damgası

Eşkiya

Köyünün toprağında
Şu bahar gününün güzelliğine bak
Ömrün ahirinde bile
Her baktığın bu bahar günü olsun
O kışların korkusu var mı yüzünde
Şu yeşil meralara yaslanacaksın
Kuşlarla maviliğe uçacaksın...
Nehirlerle mavi denize koşacaksın...
O ömür bir bahardır



Adın yazılmalı aşk kitabına
Sana havlıyor eski köpek günlerin...
Kaçacaksın aşka
Köyünün meraları kadar güzel bir aşka
Bir erdem için bin gömlek vereceksin her eşkiyaya
Büyük Gazali gibi
O nurlu kılıç var mı elinde
Köyünün temizliğini gönlünün ceplerinde gizliyeceksin

Mavilik almalısın köyünün göklerinden
Uçurduğun uçurtmalar neler yazdı o göklere
Neden ağladı o gökler annen gibi
Şefkatin mavi gerilimi varmı gönlünde
Aynaya bakınca köyünü izleyeceksin
Damarlarında aksın köyünün dereleri
O okunan ezanlar ile birlikte

Köyünün mezarlığı gözlerin olsun
Kör bakma dünyaya
Bir tarafta köyünün deresi
Bir tarafta mezarlığa akan tabutlar
Diriltir bir fidan gibi seni
Diriliş türküsü olsun dilinde

Kimse ölü sanmasın seni
Şu güzel cami kalbin
Köyünün minaresi şehadet parmağın
Bütün ağaçları ölülerin duaya açılmış kolları
Cennete bağla
Tel çember çevirdiğin yolları

Bir kaç adım yaklaştırsın seni göklere
Uzaktan seyrettiğin kel tepe
Kış günlerinde kayak yaptığın tepecik

O köyün toprağı gövden gibidir
Dilin gibidir tepelerde açan gelincik
Sen sustuğun gün onlar konuşacak
Sen susacaksın onlar konuşacak

Güneş o köyün imdadına koşar gibi koşsun sana
Senin gecen daha gece
Bir değil birkaç dere aksın sana
Susuzluğun çöllerde yok

Rüyalar uçurtman olsun
Duaların o köyün kuşları sayısınca
Belki çözülür kör düğüm
O gün sana bayram o gün düğün

Şu güzel köyün aydınlığında
Çözül bilmecem çözül
Mezarımda açar mı gül
Öter mi bülbül
Bu aydınlıktan kaçarsam uzaklara
Düşerim kuyulardan derin tuzaklara