"TIKANDI BABA !......" isimli şiir 9.7.2024 20:09:44 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
İnsanların bazısı,doğuştan kısmetli, Bazısına vermez Allah yoktur nasibi, Kimine bol bol verir,şükrünü dener Hak, Kimine kurban eder tek kuruşu Hz.Allah.
İşte bu hikayede geçen böyle bir kul. Vermemişse Allah,ne yapabilir bir kul, Çalışır çabalarama, hep boşuna uğraşır, Kimisi çok çalışır ama ölünce hepsi kalır.
Sultan Mahmut sıcakta, İstanbulu geziyordu, Tebdili kıyafet, veziriyle çarşıyı dolaşıyordu, Yorgun argın düşerken bir kahveye uğradı, Sessizce bir köşede,sıra beklemeye başladı.
Kimseye duyurmadan,gizlice dinledi halkı, Bir fincan kahve istedi bir türlü gelmedi, Herkes bir ihtiyara bağırıp çağırıyordu, Tıkandı Baba hani bizim kahve diyordu.
İhtiyar koşturuyordu tek tek masalara, Arada kızıyordu Tıkandı diye çağıranlara, Bana ismimi söyleyin Mehmet Amca deyin, Kahveniz yolda getiriyorum biraz bekleyin.
Sıra bu masaya geldi,kahveler köpüklüydü, Sultan,Veziri bu anı sabırla bekliyordu, Baba-Niye kızdırıp Tıkandı Baba diyorlar, Senin adın yok mu onu niye demiyorlar.
Durun müşteriler azalsın derim dedi size , Biraz sonra geldi,beni iyi dinleyin güzelce, Tıkandı diye lakap koydular, bana yıllar önce, Köyde bir rüya gördüm de, bu ondan böyle.
Sultan-Baba anlatta, ne olur dinleyelim, Senin gibi ihtiyardan bir şeyler belleyelim, Sen, tecrübeli,hayat kokan bir adamsın, Neler gördün yaşadın,kimbilir nasıl adamsın.
Rüyamda bir çeşme,elimde bir testi, Bekliyorum bir lülede, saatlerce belki, Herkesin lülesi akıyor,testisi su doluyor, Benim lülem nafile,damla damla akıyor.
Bu böyle olmaz dedim,deliği kurcaladım, Saatlerce nafile kan ter içinde bocaladım, Birden çok yorulmuş halde, ben çabalarken, Ak Sakallı Dede göründü, ortalık toz,duman.
Dedi,-Baba uğraşma Tıkandı baksana tıkandı, Senin nasibin bu kadar, ondan suyun azaldı, Ne yaparsan yap,dünyalık bir şeyin olmayacak, Olsa da dünyalığın, sana bir fayda vermeyecek.
Sen kimsin demeye kalmadan, birden uyandım, Kendi kendime yordum,işi bilenlere sordum. Bu Hızır As. olmalı, sana yol gösterivermiş, Geleceğin,hayatın hakkında malumat vermiş.
Bu rüyayı tuttum,köyde insanlara anlattım, Anlatmaz olaydım,sonunda çaresiz kaldım, O günden bu güne adım Tıkandı Baba oldu, Bakıyorum hayatıma, rüyam aynıyla oldu.
Sultan çok hayret etti,Allah,Allah dedi, Baba bu böyle gitmez sen bize gel dedi, Bak Ramazan geliyor şu konağa gelesin, Sana verileni, ordan bir güzel alıp yiyesin.
Tıkandı Baba,hergün ikindi konağa geldi, Verilen bir tepsi kızarmış baklavayı aldı, Bunu sana hergün gel vereceğiz dediler, Teyze ile beraber ye,bize dua et dediler.
Yolda gelirken Bezirgan Yahudi,komşusu gördü, Tıkandı nerden geliyorsun yükün çok ağır dedi, Ne var bu tepside,bu kadar tatlıyı ne yapacaksın, Bu çok fazla ikinize,bana satıp kurtulacaksın.
Yahudi çok ucuza, tepsiyi aldı götürdü, Hemen çatalı kaptı,daldırdı,altınları gördü, Hırsla saldırdı, bir bir baklava dilimlerine, Bir yandan temizliyordu, altınları diliyle.
Ertesi gün otuz Ramazan yola tuzak kurdu, Tıkandı Babanın nasibini ondan bir bir çaldı, Sultan Bayramdan sonra, getirin dedi bana, Bakalım çok zengin olmuş mu bizim ihtiyar Baba.
Geldi Tıkandı Baba,baktı aynı hamam,aynı tas, Üstü başı biraz düzgün,ama yine fakir,yine aç, Baba-Sen ne yaptın,ben sana servet vermiştim. O servetle şimdi olmalıydın sen ziyade zengin.
Anlattı,usulca, Tıkandı Baba olanları,bitenleri, Yahudiden alırım,ahirette inşallah altınlarımı, Sultan gel Baba,sana bir hak daha vereyim, Hazineye girelim,altınları yakından bir görelim.
Hazine odasına girdiler,Babayı teşrif etti, Al eline küreği,ne alırsan senin olsun dedi. Heyecandan bizim ihtiyar,küreği ters tuttu, Küreğinin üstünde ancak tek bir altın kaldı.
Sultan hayret bu kadar da olmaz ama dedi, Babam sana müsaade,haydi işine bak dedi, Tam çıkarken saraydan,Allahın hakkı üç dedi, Babayı götürün,ona bir kaç mülk tapulayın dedi.
Tıkandı Baba,yerden bir taş alıp uzağa atacaksın, Ne kadarsa o kadar dükkanı sen üstüne alacaksın, Sevindi ihtiyar,heyecanla ağır bir taşı yüklendi, Çarpıntıdan kaldıramadı,birden altında kalıverdi.
Sultan Mahmut, gelenlere neyi oldu Babanın, Kaç evi, kaç dükkanı oldu bizim ihtiyarın, Dediler Padişahım,Emr-i Hak tecelli eyledi, Adamcağız öğleyin öldü,ikindide defnedildi.
Ellerini açarak iki yana açarak,Koca Sultan ağladı, Vermemişse Mağbud,neylesin Sultan Mahmut dedi, Hüdayi, işler Haktandır,rızklar ezelde taksim edilmiş, İnsanların bazısı evlatlarla,bazısı mallarla denenmiş.
09.04.2011-KIRIKKALE
HİDAYET DOĞAN
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.