"SADRAZAMDAN AKILLI EŞEĞİM!..(Manzum hikaye)" isimli şiir 15.5.2020 11:56:54 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Odun kesip satardı, Yoktu başka mesleği; Kıt kanaat geçimi Vardı kır bir eşeği. Alarak eşeğini, Çekip ormana gitti Arı gibi çalışıp, Epeyce odun etti. Odunları eşeğe, Yüklemek kısa sürdü; Biraz yol aldı Ömer, Eşek bir dere gördü. İnat etti geçmedi; Dikti kulaklarını, Kuyruğunu kaldırdı; Gerdi ayaklarını. Ömer kızdı kükredi, Vurdu koca sopayı; Eşek gene tınmadı Düşürecek sıpayı. Bir, iki söz söyledi Eğilip kulağına; Eşek geçti inattan, Fer geldi ayağına. Eski kır eşek oldu, Ömer çekti yulardan; Akşam anlattı köyde Nasıl geçti sulardan. - Geçen yıllarda bir gün, O dereden geçerken; Ayağı kayıp düştü Tam suyunu içerken. Bu suyu unutmadı Aradan geçti yıllar; Diker kulaklarını Her zaman suyu kollar. Kulağına şu sözü, Eğilip dedim ki ben, Sadrazamdan bilgili; Daha akıllısın sen. Ulaştı İstanbul’a Kulaktan kulağa laf, Düşünmeden konuştu Bizim Ömer pekte saf. Çok geçmeden sarayda; Duyarak bu öyküyü Fermanlar yazılarak, Topladılar köylüyü. Ömer vurdu dizine, “Akılsız başım” diye, Kan doldurdu gözüne Döndü garip kediye. Ömer’i çekip alıp; Çıkardılar huzura Çok yalvarıp ağladı, Bakman diye kusura. Başında koca tuğu, Bakmadı göz yaşına, Zebaniler hazırdı, Toplandılar başına! Yaşlı sadrazam huysuz, Elle işaret verdi, Çok iri iki adam, Yere bir keçe serdi. Tutup attı Ömer’i Keçenin üzerine, Falakacı hazırdı, Herkes geçti yerine. Sadrazama temenna Saygı ile verildi, Oduncu garip Ömer Falakaya gerildi. “Haykırarak” sadrazam; Aslan gibi kükredi” Gör bakalım bir eşek Nasıl akıllı” dedi. Daha iyi görmek için! Ömer dikti gözünü; Ak sakallı sadrazam, “Tekrarladı sözünü”. “Bire zındık oduncu Aklın yok mu be adam, Nasıl aptal olurmuş Bir eşekten sadrazam?” Melul baktı oduncu, Yalvardı sadrazama: -Dinle sultanım biraz, O sözü dedim ama, Hiçbir kötü niyetim Olmadı hiç de yoktu, Şu dilim yok mu şu dilim; Beni kalbimden yaktı! Sadrazamın elleri, Sakalını okşadı; Kalbine su serpildi! Birazcık yumuşadı. “Gevşetin falakayı” Çözün” dedi” ipleri; Ferman yazın köylüye, Öldürsün merkepleri”. Katip geldi huzura, Hemen ferman yazıldı. Fermanın tam altına; Sultan mührü basıldı. Katip ferman yazarken, Ömer kalktı yerinden; Sadrazama baktı: -Ah etti kederinden! Eşekler öldürülse Ne yapacak sopayı? Düşündü derin,derin Kır eşekle sıpayı. Katibin işi bitti. Ferman yollandı köye, İnatçıydı sadrazam! Gene geçti öyküye Korku garip Ömer’in Tak etmişti canına Yaptı oduncu köylü; Kakasını donuna. İşaret verdi “çıkın” Ak sakallı sadrazam, Ekledi arkasından; “Yalnız kalsın şu adam” “Söyle bakalım köylü” Nedir bu işin aslı; At korkuyu üstünden Geçti falaka faslı”. Daha da yaklaştı Ömer; Eteğini öperek! Ellerine sarıldı, Korkudan ürpererek. Kısaca anlatacak Köyde olan olayı, Doğruyu söylemekti; Ömer için kolayı! -Geçen yıllarda bir gün, O dereden geçerken, Kayıp ayağı düştü Tam suyunu İçerken; Bu suyu unutmadı, Aradan geçti yıllar Diker kulaklarını; Her zaman suyu kollar. Kulağına şu sözü; Eğilip dedim ki ben, -Sadrazamdan bilgili; Daha akıllısın sen. Geçti eşek dereden, Oldu işte mucize; Nereden bilirdim ki ben, Ulaşacaktı size? Olur mu hiç sultanım, Bir eşeğin bilgisi? -Ben de anlamadım Benimle ne ilgisi? -Af buyurun Sadrazam, Ulu devletlim benim; Doğruyu söylerim ben, Gitse de şu bedenim. Sadrazamlar tuğ için, Can kıymeti bilmedi; Hiçbir sadrazam dahi Yatağında ölmedi. Bu gerçeği böylece Tarihler yazıyorlar. Sizin için ip hazır, Mezarın kazıyorlar. Siz nasıl ettiyseniz Halefinizi telef; Bu gerçeğin kendisi Hatırlayın maalesef. Sizden sonra gelen de, Asılıp sallanacak Şansı var ise eğer; Sürgüne yollanacak! Gerçek bu kadar açık, Herkes bunu biliyor; Bir tuğ için kulların İp ucunda ölüyor. Şimdi açsan kapıyı, Sıradadır on adam Nasıl ölürse ölsün, Tek olsun da sadrazam. Şimdi söyle doğruyu, Benim aziz sultanım. Helaldir sana kanım. Akıllı kim sultanım, Şimdi kapı açan mı? Yoksa benim kır eşek Sudan korkup kaçan mı? Süleyman ÜSTÜN (1996’da yazılmıştır.)
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.