"DAĞDA TEFEKKÜR" isimli şiir 29.11.2017 03:46:15 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Gecenin ikisi... İkisi ayrı yerlere düşmüş en parlak yıldızlar bakışıyor. Bak, ışıyor lacivert gökyüzünde! Gök, yüzünde kızaran bulutlarla kaplanıyor, gitgide... Git, gidebildiğin kadar, sevgili rüzgâr, pürneşe; dolaş dünyayı, yıldızı, ayı; selam götür güneşe!
Gün eşe kavuştuğunda; gece karardıkça, dağ kararıyor... Dağ, kar arıyor, kış yakın. Yakın ışıkları, pencereleri açın! Açın avuçlarınızı çiseleyen yağmurun altına! Altına dönen ekinler için şükredin, tohumların çatlaması için dua edin, sicim gibi rahmet insin! İnsin ve canın kurtuluşu için yakarın!
Ya karın üstünde sürünen sürüngenlerden olsaydık? Olsaydık da mertebe bulsaydık, Allah katında!
İp, ince ince sorulmuştu, hamala; hesabını verememişti! Verememişti, eli cebine gitmemişti de pişmandı nicesi toprağın altında!
Altın da faydasızdı, elmas da pırlanta da yakut da; evlat, mal, mülk; tapular, yapılar fayda etmiyordu! Etmiyordu kimse kimseye, kendisinin yaptığını! Yaptığını yıkıyordu, ölüm; orada çekiyordu!
Çekiyordu aklı olan hırs ve tamahtan elini! Elini gününü de düşünerek yaşıyordu. Yaşıyordu, nasıl yaşanması öğütlendiyse, İslamiyet’i o şekilde! Şekilde görüldüğü gibiydi durum işte!
Onur BİLGE
NOT: TEKRAR değil, CİNAS...
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.