Mecnu'nun Leyla’yı aradığı çöle
Mister Salman ağaç dikip
Her bir ağacı kanla suladığından ve
Siyon çocuklarının Gazze’nin her bir evini
Ağlama duvarına çevirdiği günden beri

Beklemeyi
Beklerken üç maymunu oynamayı
Düstur edinmiş insanlığa inat
Dünya borsalarında gitgide dibi görüyor
Beklemek denen ruhsuz eylem

Beklemeye değer biri varsa
Beklemek değerlidir elbet her çağ’da

Ki seni bekledikçe…
Ilıman rüzgarlar esiyor çöl sıcağıyla çalılaşmış sakallarımda
Gözlerimde Ege mavisi
Burnumda iyot kokusu
Yeşile öykünüyor makiliklerim
Akdeniz’leşiyorum

Hazır beklemek demişken
Sevgilim daha kaç mevsim seni bekleyip
Daha kaç ölümle lades tutuşacağım
Beklemekten şikayet ettiğimi sanma sakın
Gelip gelmemen de değil maruzatım

Seni tanıyan herkes yakama yapışıp
-Nerede o gökkuşağı saçlı kız neredeeee
Diye seni soruyorlar
Onlara söyleyecek yalanım kalmadı artık
Bil diye söylüyorum

Bunu ister itiraf say
İster iltifat…
Bazen kösnül bir çiçek açıyor özlemlerimin dik yamaçlarında
Çatlıyor şehvetin ar damarı
Fırat olup coşuyor derelerim
Senin ruhun bile duymadan seninle şeytana uyuyorum

Bazen de…
Aşka açılan kapılarımı darmadağın ediyor
Sana giden ve seni getirecek olan bütün yollara
Barikatlar kurup
Arabesk bir adama dönüştürüyor beni
Bu fesleğen kokulu akşamlar

Yine de vazgeçmiyorum seni beklemekten
En umutsuz coğrafyada bile
Lirik kavuşmalar biriktiriyorum bize
İyimser bir bulut oluyor
Bir avuç su döküyorum içimdeki meyus çöle

Seni bekledikçe…
Gaipten martı sesleri fısıldıyorum
Bozkır sıcağıyla kavrulmuş bu şehrin kulaklarına...