Ey yar!
Sen, gören gözlerim, tutan ellerim,
Sen, aşk ve sevdamızı şakıyan bülbüllerim,
Sen, yağarken birbirine değmeyen kar ve yağmurum,
Ve sen, hasımlarımı bir vuruşta deviren yumruğum-sun.

Ey yar!
Sen, temel ana renklerden oluşan, asumanı süsleyen Gökkuşağı,
Sen, gelecekte şerefsizlere meydan okuyan uşağı,
Sen, aklı selim düşünen insanların vicdan ve merhameti,
Ve sen, günahkar insanların imanlarının kurtulmasına vesile ol anımsın .

Ey yar!
Sen, efsunlu sevda sürmeli gözlerdeki aşk dolu manidar bir bakışı,
Sen, canı gönülden seven birinin sevdiğine yakarışı,
Sen, bu muhteşem kainatın harikulade düzen ve intizamı,
Ve sen, vatani görevini çok iyi yapan bir askerin takdir edilen niza mısın.

Ey yar!
Sen, tohum ile toprağın buluşmasındaki aşk ve heyecanı,
Sen, bıkıp usanmadan her daim yaratanı zikreden canı,
Sen, helal çalışan bir ırgatın nasırlı ellerinin teri,
Ve sen, sevdiğinin yolunu aşk ve şevkle gözleyen gözlerin ferisin.

Ey yar!
Sen, şatır bir güvercinin yuvasını mahirce yaparken ki gayreti,
Sen, sevdanın ulu dağlarının dudak uçuklatan hayreti,
Sen, yazın Ağustos'unda bir mağaranın insanı üşüyen buz gibi serinliği,
Ve sen, başı dumanlı karlı uçurumların ölçülemeyecek derinliği sin.

Ey yar!
Sen, nadasa bırakılan toprakların bire dört vermesindeki bereketi,
Sen, giyildikçe Muhammedi güllerin kokusunu teneffüs ettiren ceketi,
Sen, gönülden gönle kurulan sevda köprülerinin mukavemeti,
Ve sen, koklamaya doyulmayan yediveren rengarenk güllerin demet isin.

Ey yar!
Sen, şan ve şerefle özgürce dalgalanan ay yıldızlı bayrağımızın ihtişamı,
Sen, bu üç günlük fani dünyada aslanlar misal başı dik alnı açık yaşamı,
Sen, matematiksel hesabı yapılamayan zengin birinin serveti,
Ve sen, er meydanına çıkan ve galip gelen bir güreşçinin kuvvet isin.
04/ Aralık/2012