Duyulmasını istediğimiz bir sevgi mesajı iletmek istiyorsak, bunun gönderilmesinden başka çare yoktur. Bir lambanın yanmaya devam etmesini istiyorsak, ona sürekli gaz doldurmalıyız. (Teresa Ana)
Paylaş
"Hüzün Pınarım" isimli şiir 7.1.2025 20:23:10 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Hüzün pınarım, seni böyle yazıyorum Kar taneleri, kelebek düşlerinde Ayrılığın olmasaydı bu deniz ülkesinde Ellerin yanmazdı böylesine, ellerimde Kaldırım taşları biliyor sabrımı Yağmur taneleri tenimi deliyor Vakitlerden akşamdır biliyorum Elime bir gül tutuşturan gece Saçların dağılıp zihnimin köşesinde Tan yeri ağarmış farkına varmadan Solgun ve titrek dudaklarında
Kudüs’ten selam getiriyor güvercinler Ben hecin bir devenin üstünde Sen o mavi deniz ülkesinde Bir derin hengâmenin içinde Kaybolurum bu şehir tanımaz beni Kasvetli tablolar, ten rengi ikonlar Beynimde bir canavar sireni Yat borusu, hasret dolu uykular Damarlarım tıkanıyor sinsice El ayak çekilmiş bir kış gecesinde
Kar yağar, yağmur yıkar kaldırımları Kuşatılmışım Doğu Türkistan’da Çin işkencesi kollarımda Bedenimde bir Budist ateş Yetişen yok çığlığıma Gömülmüşüm sessiz sakin Gazze gibi kendi ıssızlığıma
Geceler bu sahil kasabasında Bir ıstırap trenidir gelir geçer üstümden Gitarın tellerinde bir Firavun müziği Baskındır ezan sesinden Bir heykelin elleri uzanır denize Teslim olmuş gibi çaresizliğine
Seni böyle yazıyorum hüzün pınarım Unutulmuş aşkların hazin hikâyesinde Çarmıha gerilen çağın acılarıyla Bilmiyorum hangi kirli savaşın Kaçıncı boyutunda Siz söyleyin günahını saklayan Bir tövbekâr misali Hey taşları gül konarcasına üstümüze yağdıran Taif 'de, Bedir’de, Uhud’da Kimdi sanıyorsunuz masumları koruyan Demek ki aşkın ve nefretin arasında Hem yıldırım hem yağmur aslında Ve köpekler uluyor… Kar yağarken sokak lambalarının üstüne Karanlıkta bir perde titriyor Bir çığlık bir evin içinde Kediler, köpekler, kurtlar, böcekler Hepsinde ani bir titreme
Seni böyle yazıyorum hüzün pınarım Işıksız sabahlara uyanıyorum yorgun Laf anlatamıyorum şu şair gönlüme Uğultulu bir kalabalık geçiyor gözlerimden Alevli bir düşünce… Katlime fermandır bakışların Bir çığ düşmüş gibi üstüme.
Mehmet Nurettin Üstün
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.