Web Zaman Damgası

- pişekâr -

iskemle üstünde oturaklı bi gündü
tonu tadı belli belirsiz bir hüzün
kafası karışık herhalde o radyonun da
ne çaldığını bilmiyordu
tıpkı hayatın bizden çaldığı gibi
ve alacaklıydı o bakkal azrailden de
birkaç sayfa veresiye nefesti kalan
varsın tutuşturuversin onu da
o borç defteri ki kısa ömürlüydü
çok yaşayacak gibi de durmuyordu


[ italik ]üflenip söndürmeye yakındı zaman
bir lamba gibi kısık bir gözünde
aheste bir kalp atışı yorgun yaşlıydı[ /italik ]


hasır üstünde pıtraklı bi gündü
bir çoban sofrasında
bir tas kelam vardı iki öğün
başında bir dervişin selamı
omuzlarında bedevî yüküydü cân
ruh kendi içinde ürkekliğince titrekti
ve nasıl da nazlı bir kuş gibi kırçıldı
uçmaktan yoksun şu hımbıl küller de
dağılmadı rüzgârın hışmına kapılıp
başı ayağına dolandı göğe ermedi



[ italik ]küflenip bozulmaya yakındı zaman
tulumba kuyusunda bir su gözünde
kafeste aşkın kanat çırpınışı vardı[ /italik ]



öylesine bi gündü işte
sırası gelen sırasıyla gidiyordu
nöbetleşe kaç âh devrildi kaçı şâh
gece çekildi gündüz göründü
kâr sanma dilin cambazı pişekâr
battı cımbızı sözün
dudağı kan çanağıydı oldu gülün
budağı diken diken büyüdü ölümün



[ italik ]böylesine bir gündü işte
böylesine bir gündü ş'ire girişte / pişekâr...[ /italik ]