Web Zaman Damgası

Ömür dediğin ne ki

Ömür dediğin ne ki

Nuh'un gemisinde gezerken bizler
Koca dalgalarla savrulduk gittik
Yaşlandıkça ömür,kapanmaz izler
Lüzumsuz servetle, kavrulduk gittik

Yorulmuş yüreğim,belki de tekler
Uç uca gelmeyen,bağlanan ekler
Çekilmez çok ağır,yüklenen yükler
Sırtımızda kambur,yorulduk gittik

Raflarda tozludur, katipsiz kitap
Yalnız başınadır, kitapsız hitap
Belki tutar diye, hitapsız kitap
Sorular içinde, sorulduk gittik

Demiri olmayan güçsüz kuleye
Işık verir diye, ayda haleye
Sahip çıkmayınca, sağlam kaleye
Koca çınar gibi, devrildik gittik

Nikahı kıymadan, verdik mihiri
Başıboş bıraktık, sessiz nehiri
Tatlı bal zannettik, akan zehiri
Dost diye yılana, sarıldık gittik

Sahipsiz bıraktık, ortaksız yeri
Sineğe çevirdik, bataksız yeri
Aras'a bıraktık, yataksız yeri
Sevdiğine küsüp darıldık gittik

İSHAK ARAS
ishakaras(mihman)
13 Haziran 2019

üstadların inci kaleminden

Uğura inandım yalanmış yalan
Göremedim daha günahı alan
Bize çabuk gelsin bizimle olan
Kol kola yol yola, sarıldık gittik.....Ahmet Kara üstada çok teşekkür ederim

Hiç sonu olmayan, hayaller kurduk
Doğruluktan bile, biz hesap sorduk
Oysa aynı yerde, hep dönüp durduk
Sanki bir girdapta, çevrildik gittik...............Aşık Lüzumsuz