Web Zaman Damgası

AĞIR TONDA AŞK

Avare bir akıntı gibiyim
Ademe düşmüş yüzüm
Dilime vuramadan gönlüme vurmuş tüm sözleri
Sessizliğin ta yüreğine koyuyorum
Çünkü sessizlik sevgiyle saklar biliyorum

Hayatın ellerini tutmakta gecikmiş bir ruhum
Kendi ufkuna kapalı seyirlerde
Gün,
Her alacakaranlık dünün infazına açılır
Ve bir mülteci gibi yarınlarım rüyalarıma saklanır
Zamanın ağır çekiminde çoğalan ağrılarım
İflah olmaz artık bu kansız yaralarım
Güneşini doğuramamış fecirlere
Doğrulmaya mecalsiz nefes nefese
Ne yol gözlediğim Yusuf'tan bir iz
Ne hüküm sürdüğüm sinede güçlü bir tiz

Sevince dillenemeyen kelimelerle
Hüznün kadehinden
İçiyorum sensizligi
Varlığından uzaklaşan vakitleri
Bir dut ağacının toprağına gömüyorum
Meyveye durduğunda dudaklarına sunup
Yüreğime dikeceğim yüreğini

Duyduğum her melodinin sözlerinden sebep
Kaçıp kaçıp gözkapaklarına kıvrılıyorum
Araladıkça,
Özlemini düşürüyorum yerin bağrına
Hesabım bulanıyor
Sevdası ayaza kesmiş kaç bahar geçirdim
Ve kaç bahar yenik düşürdüm renkleri yeşiline

Hayat kül oldukça
Düşlerimi yakar,
aşkın kıvılcımları
Gün toyluğumu tekmelerken en dik yokuşunda
Apansız bir sevdanın bileklerinde durdum
Acı,
Usul usul sürerken en ağır tonlarından boyasını
Kanamadan kaç vakit kalacağım

Epikür(feyzal)