"Arakawa Under the Bridge" isimli şiir 30.3.2019 20:34:19 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
[ italik ] Eğer bir Tanrı varsa bu dünyayı gereğinden büyük yaratmış demektir bu nedenle küçük ve ürkek insanlar zor durumdalar bu kadar büyük bir gezegende kimse insanlar arasındaki mesafeyi ölçemez altı milyardan fazla insan yaşamasına rağmen her bir birey çok yalnız bu yüzden herkes umutsuzca yakınlık duymak istediği kişiyi arar.
Arakawa Under the Bridge.
Dillerini yok edin bu birbirinin sırtını kaşımaktan başka bir işe yaramayan toplumun Kibrit suyu dökün saklı bahçelerine, cinnetler yeşerecek kasık aralarında tüm dilsizleri öldürün bileklerini kesin altın varaklar ejder meyveleri beyaz çaylar varlıkla ve bu muhteşem ittifakla yürüyün yürüyün yürüyün Sessiz ölüleri unutun ve uyutun huzur içinde.
Şarap ırmakları akıyor el değmemiş kızların göğüs aralarından tüysüz oğlanlar tef çalıyorken İşte Makyavelci ibadet diye buna derim ben. Tanrının sözleri duyulmadı duyanlar uyanamadı uyananlar uymadı Uyanlar uyarmadı. Hiçbir musibet sebepsiz değildir anlaşılmadı.
Bir tabaktan yerken doyan bunca karın. Saraylara sığmadı Bir sobada ısınan et parçası Milyonluk pardesülerle salına salına iftira attı.
Bu şehirleri geç bunları da demiştim bir vakitler Bu trenler geçiyor şimdi ikide bir tökezleyen vagonlar arasında sevişelim desem günah dersin. Ama daha çok para kazanmak için kırk,elli,atmış,yetmiş kişiyi aynı anda öldüren şirketlerin Soruşturmasına dahi itiraz edersin.
Başımda nöbet tutan tüm tek gözlü devlere duyurum dur yüz sene en fazla kurtçuklar yuvarlarken göz çukurlarınız da bir metrekare çukur en fazla Şimdi inliyor şeytanın dokunuşları damarlarınızda anayasal protesto hakkımı kullanarak söylüyorum Deri pantalonlu adamların işediği fantezilere gebe kaldı ya bu dünya. İz in ininiz isimsiz bir şekilde solacak pankartlarda.
Şimdi susuyor tüneller köprü başları ve kanal altları sevebileceğim kadar seviyorum tarif edebileceğim kadar seviyorum tarifsiz olanın kime yararı var söyleyin bana.
Erik dallarını kırdın mı çiçeklenmez ve ezildiğinde şaraba dönmez. Özlediğimden özlenildiğimden dolacağım gözlerine dokunacağım yüzüne doyacağım doyuracağım.
kadın bu senin şiirin değil kaybolan izin değil ellerinde yırtılıyor etim yırtılan ipek çarşaflara sar benim bedenimi bedeninin üzerine düştü yırtılan sesim.
Baş ağrıtan şeyler söylüyorum biliyorum Silivri soğuktur şimdi Salt beyaz çizgilere basarak yürüyorum salt doğru bildiğimi söylüyorum zannet semde elbet bende yanılıyorum.
Geceden sabaha ninniler söylüyorlar zaten hepimize şimdi sen geç bunları. İstediğin yerde soyun suyun besleyecek çorak toprağı Gazete kağıtlarına sarılmış cesetleri mi yaksınlar yakındığıma bakma küçük şeylerle mutlu olmayı istediğimden değil ama ben anlamlı sabahların var olduğuna inanmıyorum...
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.