"'OL' DEDİ RABBİM..." isimli şiir 29.3.2019 21:12:55 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Her zamir’in düşü bir İlahi gölge Mahzun dizelerin dinmez alın teri. Koyudan koyu göğün feneri Tınısı aşkın yankılanır boğazında şehr-i İstanbul’un Sekizinci tepe içimdeki bulutların Eremediği hidayet Dokunaklı aşkların kaldıysa çapağı Sonlardan seçtim ben bu ölümlü hayatı.
Zanlardan düşen her poleni Savurdum ellerimle Zemherilerin koynunda üşümeyi ben dilemedim üstelik Menevişli sözcüklerin feryadına yetişen Tanrının Unuttuğu bir iklimde de doğdum ansızın.
Feryat figan şakayıklar, Zehirli dilinde soruların şapkamı çıkartıyorum Hadislerin iflah ettiği her yanlışımla Savunduğum doğruların çetelesini tutuyorum ve elde var sıfır.
Ölüden bozma teni akışında isyan serili Arşın da duasına savruk bir gölge olma Özlemiyle bin bir yeisle k/atık yaptığım düşlerim. Rotasında ömrün kâhin benzeri imler Tekelinde aşkın, arz ettiğim Bir terennüm adeta doğaüstü gücüme Yenik düşen şahikanın kanadına savurduğum yanılgılarım.
Hangi perde ise kapansın ve sonlansın bu Güzergâh ki; Kilit noktasında azabın Tetiklensin yanlı cümleler Benlik mizacın da derin yarası Biz olmaktan aciz sakil aşkın çıtası.
Zemherilerin mahkûmu gölgemde çürüdü hislerim; Dumura uğrayan zan yüklü sıfatlarda Eridi mum gibi yandığıma delalet Asılı kaldığım yangının da en kâfir kıvılcımıyım.
Bir avazda sevdim ben Ve bir avazda serildim Çıkan posasında manidar fısıltıların Aşk diye inleyen evrene surat astım Bahara denk düşen günün özlemiyle Yaftalanmış isyanlarım Kanıtsız bir ölümdü adeta İçimin payitahtına süzülen her gölgeyi sen sandım: Senlik bir hayalle efkârı dişledim.
Azığa aldığım her heceyi büyüttüm diz/e/lerimde Gönülsüz bir yolculuktu benimki Gönül koyduğum her ulu acıyı Aslıma döndüğüm bunca satırı Belki de beylik bir minnetle tutuştuğum bunca izleri Yok saydım; yok sayıldım; Yoksunluğun dibine kibrit suyu döktüğüm aciz bir şiir kadar da Yalnızdım ve terk edilmişliğimin Rüştünü ispatladığım Ölümlü gecelerde Korlarda biten bir çiçektim: Solmaya adanmışlığım Aşka atamışlığım kalemimle Feri idi elemin Gizemli güncemde Son sürat devindiğim iklim kadar ıssız ve yeknesak Bir hece olmayı da asla ben dilemedim.
‘’Ol’’ dedi Rabbim Ve ‘’gül’’ dedi: Densizliğimin izini sürdüm ve karşı geldim En munis heceyi yok saydığım Bir gül’ün tarhında Bir de gül/mediğim imbat akşamlarında Serlerin ferinde ılımlı bir iklimle coştum kendimce Varlığın hazana düşkünlüğü idi belki de Mart’ı bahardan bilmediğim.
Kışın ayazında ölü bir gül olmayı da asla ben dilemedim: Güldüğüm kadar güzeldim Gülümseyen nidalarda savunduğum hep hüzündü Ömürlük bir makamda Soytarı ömrün de kelamı her dizede diz dize Yaşadığım kalemin dinginliğe hasreti Ansızın çakıldığım bir denizde Lahzası kâbusların sıfatların temennisiyle.
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.