"Bil" isimli şiir 30.8.2019 15:22:05 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
kanlı bir kaftan gibi üstüme örtüp yokluğunu kapıları çarpa çarpa giderken gidişinin o kadarda masum olmadığını hiç kimse bilmese'de sen bil
vurduğun yerde gül bitmediğini radyasyon vurmuş Hiroşima gibi içimin otlarını kara çalıya çevirdiğini gözyaşımı katar eyleyip yanaklarımda yuvası bozulmuş karınca gibi inlediğim'i bil
hangi türküye yaslasam başımı ağıt olup bozlak olup dilden dile ilden ile avaz avaz estiğim'i bil
kalbime bir beden büyük gelen yokluğunu, el mahkum giysem'de üstüme çadırını kuramayan bir göçebe gibi bozkırın koynunda yıldız yorgan yattığımı bil
her günüm kerbela olsa bile aşkın yüzü suyu hürmetine dağ gibi taş gibi sustuğumu gelmediğin her gün ırmak yatakları gibi taştığımı bil
hangi kadına baksam, gözlerime zehir kustu yedi boğum akrepler hangi tene dokunsam Ebu Leheb'in elleri gibi kurudu ellerim her mevsim sana yaprak döktüğümü bil
vurduğun yerde gül bitmedi bunu bir kez daha bil çapraz sorguda “[ italik ]sevdi'mi”[ /italik ] diye sorduklarında [ italik ]“hemde çok” [ /italik ]diyebilmek adına bunu bil
ve bir gün gelirsen eğer gül koklamaya değil gülü budamaya eğil
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.