"cuma/ertesi sendromu" isimli şiir 15.10.2020 14:33:36 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
sonra görmüş olduklarını yitirdin.. dışa dönen yapralar gibi yüzünü güneşe döndün.
son böyle bir şeydi işte karınca yuvası bozuldu. " aşk gecikmiş bir otobüstür sen yitirmiş iken artık yönünü."
... bana bakmayı sürdürdün.. bütün ninnileri biliyor gibiydin o anda. dudakların kalbin gibi heyecanlı ve uçarı. trenler geçiyordu göğsünden. " uzanıp çimenere arzuyu tadacaktın." olmadı, tadamadın bu duyguyu. her şeyden geriye, küçük titremiş bileklerinden tutup savurmak kaldı seni.
... gidemiyordun. büyülenmiş bir çiçeğin resmini taktım avuçlarına. ve geceyi öylece büyük, örümcekli bir toprak parçasında geçirdin. gün ağarmaya yakın bir şafak çözüldü ak bulutların kapladığı mavi gökyüzünde.
... yüzün süt kabındaki buhar gibi taze titriyordu. cebinde ki son parayıda kumara verdin. şimdi daha da çaresizdin. her sokağa bakındın. baktın bir şeyler değişecek mi diye seslendin kalabalığın içine. biliyordun geri döneceğini kendi nefesinle daha öfkeli. " affetmeyecektin filmlerdeki gibi bu kenti." dağılmış halde geri döndün. baktım olacak gibi değil, elinden tuttum. kusmanı izledim, ağlamanı..yıkılmanı...
... " kan görmek istiyordun, dilimi ısırdım." kelimeleri böldüm sustum. sen kelimelere bölmezdin dilini de ısırmazdın da..ölürdün sadece. papatyanın ağaç olduğuna inanmak gibi ölürdün. " sonra biraz küle dokunurdun teninde bir kül daha açmak için." biraz daha bana sokulurdun bende kanamak için. herşeyi bıraktık sanki. koca bir yeryüzünü tükettik. ölümler büyütüyoruz. gömleği kırışık evi dağınık gölgesiz ve perdesiz ölümler. hiç bir notaya değmeyecektik aslında. ve her sancıda yüzümüzü güneşe dönecektik yapraklar gibi.
... şimdi gidiyorsun yıkandığımız çeşmeden. suyu, toprağı, ısıran akebi senden öğrendim. sen de benden bütün ilimleri... bir bilinmezliğin ayazında karalara bürünmüş matem tutuyordu yüreğin. kırgınım, sen yoksun.
... gidemiyordun. dünya da köpekler, eşekler uluyordu. gidemiyordun. ellerinde bronz bir şafak çözüldü durdu.
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.