"Çöl Ezgisi" isimli şiir 30.8.2019 15:27:16 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
granit heykeller gibi susma hakkımı kullanıp lal ırmaklar gibi sessiz sedasız aksamda bağıra çağıra bentler'imi yıka yıka bıraktın beni
küskün bir mevsim gibi alıp gittin bohçanı upuzun bir kış, sonsuz bir üşümek kaldı geriye
şizofreni seanslarında sorguladığım binlerce soru işareti kışkırtsa da içimdeki cinneti yüz vermedim o kuduz öfkeye kilitledim dudaklarıma sinkaflı küfürleri
sen, göğsümü yırtıp teyellerken bilcümle acıyı içime ben, umarsızca bekledim seni bir terzi bulup ta diktirmedim açtığın yırtığı yırttığın gibi gelir dikersin diye
hınçla namlusunu terk eden bir mermi gibi bıraktın beni içten içe çürüdüm de girmedim ardına dek açılmış kapılardan ağaç kovuklarında annesini bekleyen yavru sincaplar gibi bekledim seni nice aşüfte kahkahayı duydum da duymazdan geldim ki her birinin dillere destan güzelliği
şimdi… kim bilir kime çiçeğe duruyor anaç kadınlığın güneş çalığı kirazlar gibi kıl çadırların kuytusunda kim bilir kim yağmalıyor kız oğlan kız tenini ben susamışken sana çöl gibi kim bilir hangi dilsiz ayna içiyor namahrem güzelliğini
ah göğsümde hamayıl gibi taşıdığım çöl ezgisi böğrüme giren bir sancı gibi dizlerimin üstüne çökertip bıraktın beni
oysa… bu öküzün boynuzundaki yalan dünyada bir dikili ağacım olmasa bile şiir okur mutlu ederdim seni avuçlarımı yakmak pahasına ekmek ve tuz getirirdim ana sütü gibi helalinden
ah Harran'da çatlayan toprağım ah Munzur'da çağıldayan su gözem
yokluğunun kırbasından içtiğim zehre and olsun
vazgeçmezdim senden vazgeçmeseydin benden
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.