"**İSTANBUL ANLATILMAZ" isimli şiir 13.1.2019 17:40:49 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Bir şâhâne bestesin, sen ey güzel İstanbul! Dillerden hiç düşmeyen, hoş bir terane gibi... O füsunkar bakıştan, beklerim hüsnü kabûl; Döndürüp durma yeter, çılgın pervâne gibi...
Ne tarihler gördün sen, kaç devlet geçti senden? Uygarlık şerbetini, kaç kültür içti senden? Kaç dil konuştun söyle, kaç millet göçtü senden? Ne alperenler çıktı, nice rindâne gibi...
Bir, o cennet misali Gülhâne parkındayım, Bir, ada vapurunun yandaki çarkındayım... Tanrının emeğinin, billâhi farkındayım; Esrârına râm oldum, tam âşıkane gibi...
Fâtih' ten seyrederdim Saraçanebaşı' nı... O mücessem camiler, ve dikili taşını. Karaköy, Dolmabahçe, sonra Beşiktaş' ını, Konuşurdum Boğaz'la, deli divâne gibi...
Martıların çığlığı kulakları keserdi. Camide güvercinler, yem atmazsan küserdi, Boğazdan İstanbul' a, tatlı bir yel eserdi Afakı kokuturdu, tazecik nane gibi...
Âşiyan' dan seslenir, tüm şeydâ bülbülleri, Yedi tepeden tüter, yediveren gülleri... Açar kilitli duran, kapanmış gönülleri; Çok güzelsin İstanbul, dillerde nağme gibi...
Sen ey efsunlu şehir, ben hep sana uyardım! Kalamış'ta yatıp bir, tatlı huzur duyardım... Boğazı Emirgân'da peymâneye koyardım; İçerdim yudum yudum, hem de mestâne gibi...
Gök/kubbesi her mevsim, gök kuşağı kuşanır! Eli kalem tutanlar, kâğıtlara döşenir! İstanbul anlatılmaz, o sadece yaşanır; Korunur kem gözlerden, cansiperâne gibi...
İstanbul/Fatih - 2008
Halil Şakir Taşçıoğlu
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.