"kuyu büyüsü" isimli şiir 29.11.2018 12:37:24 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
bazen kestiremiyorum şeytan mı taşlanan yoksa ağaç mı diye
taşı elime alıyorum sonra bakıyorum sağına soluna
olsa olsa şu mesafeden şu yönden şuncacık bir ele sığabilir ancak diye profil çiziyorum zihnimce
ama ses etmiyorum zira ses tehlikeli mesele kemik de sanılabilir başka bir şey de..
sonra bir kuyu arıyorum kuyudan bol ne var
yollar diyorum ya çukur dolu ya da duvar..
bulduğum ilk kuyunun başına geliyorum kuyular yuvarlak olur ilkin tavaf edip daha evvelce taş atan oldu mu diye etüt ediyorum kendimce
kulağımın tekini kapatıp dinlemeye alıyorum derinliği ki kendini yusuf sanan bir meczubun başına taş atmak fena çarpabilir diyerek yanımda getirdiğim tahtaya iki kere vuruyorum
pek tabii yalan söylüyorum
..
sonra gözlerimi dört açıp ay arıyorum içinde hani bir aşktan arta kalır bazen böyle tuhaf şeyler
yani inciini boncuunu hesap edeyim derken elime yapışan taş dile geliyor sonra göze gelmeyeyim diye bürünüyor sessizliğe
velhasıl taş yerinde ağır olur mu diye soru yorum" kendime bekliyorum bekliyorum ki cevap versin taş diliyle
ve sonra, beklemekten usanan puslu bir an sonrası,
gerisin geri gidip önce meyve sonra şeytan olmanın edebiyatını okuyorum
pek tabi yalan söylüyorum..
taşı alıp atıyorum geldiği yöne
yön taş oluyor önce taşlar duvar
şey tan vakti gözünü ovalar
diyorum,
bal gibi de yalan söylüyorum..
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.