Web Zaman Damgası

SEVDA KUŞUM

Hayalime düşende gül yüzünün neşesi,
Sanma sensizliğimi, bildirip geçiyorum,
Boş gelmezsin hediyen, bir de rakı şişesi,
Aşkınla kadehimi, doldurup içiyorum.

Patlayan volkan gibi, içerimde nar dağı,
Yankı da vermiyorsun, neredesin ortağı?
Viran eyledin bağı, erir gönlümün yağı,
Doldurduğun bardağı, kaldırıp içiyorum.

O sana aşkım diye söylediğim kelime,
İsminle kulpsuz zincir, zikir olur dilime,
Yüreğim lime lime, bak koyduğun halime,
Seninle beni böyle, dildirip içiyorum.

Kurtulmak istiyorsan, öylesine bir sil ki,
Vur öldür bitsin sana, müzminleşen bu ilgi,
Sen ve ben var oldukça, bulunmaz başka silgi,
Çünkü hep yokluğuna, saldırıp içiyorum.

Kurtardığında beni, bağladığın çörekten,
Başlıklarımı da dik, iki tahta direkten,
Üzerlerine yaz ki, kurtulan bu yürekten,
Sağlığında derdi ki, aldırıp içiyorum.

Benden kurtulduğunda, dersin oh be ne hoşum,
Ben de içkiden gittim, hâlâ daha sarhoşum;
Görsen bendeki seni, ah benim sevda kuşum,
Baksan ne derinlere, daldırıp içiyorum.

Geriye döndüğümde, her aklıma gelende,
O güzel gözlerinin şimşeğiyle delende,
Hele karşıma geçip, dikilip de gülende,
Kendimden geçiyorum, çıldırıp içiyorum.