"BİR TAŞRALININ İSTANBUL'DAKİ BİR GÜNÜ" isimli şiir 20.11.2018 00:54:31 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
hüzünlü gibiydi yüzü kurşun karası bulutlar sarmıştı başını onu teselli edelim dedik, eşimle el ele verdik ta yüreğinin ortasından giriverdik can İstanbul’un döşüne damarından girdik metrodan inip Marmaray’a binerek Sirkeci’den Büyük Postahanenin hemen arkasından çıktık kışlık kasket aldık bana ekalliyet mensubu esnaftan hem gerçek simitçiden hem de heykel simitçiden simit aldık Yeni Cami’nin olmazsa olmazları güvercinleri yemledik üşüyen ellerini avucumda ısıttım yarimin vakit öğle olmuştu Ezan-ı Muhammediyi dinledik rast makamında Mısır Çarşısı’nda dolaştık lokum ikram ettik birbirimize. altın takı ve hediyeliklere baktık çıktık Tahtakale’ye açılan kapısından Kapalı Çarşı’nın bir kahve kokusu ki sormayın kokuyu takip edip İhsan Oğlu Kahvecisi ni bulduk kahve kese kağıdın da sıcacıktı yarim yine üşüyen ellerini ısıttı onunla. engarenk dükkanlar akla hayale gelmez çeşitlilikte insan seli daldık selin içine Mercan yokuşuna sardık komando rozetlerimi aldım çakıma kın aldım silah satan meşhur av bayiilerinden. vakit ikindiye yaklaşmıştı acele adımlarla önce vilayet binasına daha sonra İstanbul Üniversitesi’nin arkasına geldik acıkmıştık tarihi çeşmeden bozma dönerci dükkanın da ki <ayıptır söylemesi> nefis döneri afiyetle yedik yağmur ahmak ıslatandı zararı yoktu bize sonunda Muhteşem Süleymaniye Camii’ne ulaştık ezan hicaz makamında okunmaya başladı insanın iliğine kemiğine işliyordu ulviyet duygusu pirinç lüleli çeşmelerden abdest alıp azamet ve görkemin sembolü muhteşem camiye girdik içeride biz Müslümanların haricinde her dinden, her ırktan insanlar vardı Namaz sonra Kanuni Sultan Süleyman Han’ın türbesini etrafındaki mezarlığı ziyaret ettik baktım dünya ona da kalmamış. daha sonra yokuş aşağı dükkanlara baka baka Eminönü’nde ki Kadıköy vapur iskelesine iniyorduk ki tarihi yarım adanın tüm camilerinden segah makamında akşam ezanı okunuyordu… boğaz sisten pustan gözükmez vaziyetteydi gün ışığı iyice azalmış şehrin ışıkları çoğalmıştı. bindik, Şirketi Hayriye eski ismiyle maruf şehir hatlarının “Fahri Korutürk” isimli vapuruna kapalı salonunda seyyar satıcıları dinledik tebessümle. biri çakmak diğeri otomatik limon sıkacağı satıyordu adamların ikna kabiliyetine hayran olduk Kız Kulesi, Selimiye Kışlası Haydar Paşa Garı derken Kadıköy iskelesine yanaştık Kadıköy rıhtımında akşam çayı içtik siyahlaşan denizin dalgaları oturduğumuz masanın altında hafif hafif çalkalanıyordu ikimiz de bize bu imkanı veren sağlığımızı bize ihsan eden evlatlarımızı ve torunlarımızı bize veren bizi birbirimize bahşeden yüceler yücesi Allah c.c şükrettik metroya bindik ve oğlum Şafak’ın Kartal da ki evine döndük ömürden zarar etsekte yaşamdan kar ettik
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.