"Eski Ama Yepyeni Masaldı Aşk" isimli şiir 13.10.2018 18:30:29 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
'Miş'li' geçmiş zamanın gölgesinde kıyama durdukça kirpiklerim. Okşadı duygularımı ısırgan bir irkiliş lodos salladı beşiğimi. Yıldızlar aktı gözlerimden Süreyya misali. Zemheride yaşadıkça gönüller deli taylar gibiydi hüzün süvarileri. Vuslata kanat açtıkça aşkın semazenleri bulut ülkesine uçtum kuş misali.
***
Say ki;
Gerdek gömleğini açamayan kerem ruhsatsız dolaşıyordu gecemde Aslı'nın elleri değiyordu yanıp kül olan yüreğime. Kara bir çarşaf çekiliyordu kızaran yanaklarıma. Sıyırıp atıyordum ruhuma bir adım kala kendimi. Hasır altı ettikçe zaman masumiyeti.
Say ki;
Asırlık sorgularda uykusuz kaldıkça bembeyaz bir dağa örtüyordum nefesimi Ferhat ne kadar üstünü kazıdıysa sevda o kadar derindeydi Dur yapma dedikçe; vadinin terini sildirdi dereye. Fosilleşmiş her dizede Şirin'in sesiyle kirlendi insanlık kazıldıkça kinin mezarı sevgiler kentinde gül açtı iki aşık.
Say ki;
Yol’uma düş katabilmek için düştükçe yola tan yeri ağarırken topladım küllerimi. Duadan bir kurdeleyi saldım naftalin kokan bir kuyuya. Derinlik numunesiydi hakikatin içinde insan öznesi. o yüzdendir ki; vefa tonlarına boyandı Yusuf'un gömleği. Züleyha ise kaçış kokulu dilekti. Döllendi acının kuyusunda aşk. Çekerek aldılar eksilen zamandan yalnızlık kırığı imgeleri. Çarpışan yol otobüsü gibi son anda gördüler birbirini. Yakıcı bir özlemi taşıdılar dörtnala Aşk bulutuydu rahmetinden demlendikleri.
Say ki;
Saat ayarı verilirken kalplere Tahir ile Zühre. Tam gonga vuracaklardı ki; yeryüzüyle örttüler üstlerini. Sırtlandı dizeler şiiri Paslı bir sarnıçtan sızdı kanlı sancının öyküsü. Sevdanın sırat'ında dürüldü bu aşk hikayesi. Ukteler mezarlığına takıldı kaldı kadim tebessümleri.
Say ki;
Susmanın kalesine sığındıkça Anladım ki; acı dalında sürgündü bir sevda daha 'merhaba' buğusu üstünde Aşk mendilini düşürdü Kamber'in kanlı çizmesine. Ölüm ki bir ölümle yıkandı diz dize Arzu'nun şiirinde. Bir kalem dikildi mezara yan yana gelmiş iki sözcükle.
Say ki;
bir iz düşümü idi masalsı aşklar Bin yılın özlemine ateşli kafiyeler döşerken bıçak yarası düşler. Eski ümitlerin mezarlığından eve dönerken ben İlk harf misaliydi son esintiler. Yokluk vals ettikçe ayrılık acısıyla indirdim sesimin tentesini kâğıda. Çoğaldıkça içimde toprak yollar uçurum edindim ıslak bakışları Hicranın kemendiyle çıkardım Közde gül açan kelimeleri. Asırlık sorgularda geçirdim uykusuz geceleri. Ruhların busesiyle ısıttım sevgi dolu ellerimi. Bir varmış dedikçe masala Bir yokmuş dedikçe yaşanmamışa benzedim.
Say ki;
Eski ama yepyeni masaldı yaşam uğurlarken kendimizi aşka. Mutluluğa bitişik ölümle sevişirdik..!
Ferdaca
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.