"AĞ ÖREN KAFİYELER..." isimli şiir 12.10.2018 17:55:28 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Zaman ör/t/üyor sözüm ona Ağ ören kafiyelerin Başını yasladığı ihlâsa Sığdıramazken insanlık içinde kaynayan Telaşı.
Görgüsüz kafiyeler zıpkın gibi: Göğün merhametine uygun Melekeler aslında Aşkın bilfiil zaferi. Bayat bir hüzne dayayıp da sırtını İnkâr ettiğin ne ise Dillendirdiğin içindeki demli yası.
Ketum imgeler sıyrılıyor aradan Yorgun tebaası hangi kıvrak zekâysa Zamanla diriliyor dünden Taşan.
Metanetin yarasında mevsim yüklü benlik; Varlığın icabet ettiği Kendi halinde bir izlek: Adına yorgunluk denen Kılıksız bir zafiyet belki de İçten dışa yansıyan Bilinmez hâlbuki Kanayan yaranın içindeki hazzı Ne de olsa mucidiyiz ömrün Bedeller ördüğümüz Kendi halimizde bir şiire Yatak döşek uzandığımız.
Kulu kölesi olduğumuza dair Bir söylence mi de, İstiflediğimiz ne varsa Dünden bugüne attığı o kement: Derli toplu mevsimlerden de çektik mi elimizi Gör bakalım, nasılmış Rahmetin varlığa ettiği nazı.
Seyrek saçları ümidin Nazlı edasında Çapkın bir rüzgâr örüyor Dingin düşlerime de bir ritüel kazılı İsmimim ibaresi sakil bir çiçek resminde Örüntülerin girizgâhı adeta Yalın ayak seyri Girift şarkıların göğe kazık kaktığı…
Lanetin nazarında Örgün bir sis, Namesi bozkırlarda kayıp Kelimelerin çoğu ya bayat ya ayıp. Sahiplendiğim bunca hikmetin nezdinde Deli fişek coğrafyaların Bulutlara toz kondurmayan Cafcaflı dansı Belki de ulema bir yeti Arpacık kumrusundan hallice bir isyan Bayat naralar atan hangi Mihriban benzeri Sevdadır da Göğe kement atan. Bir gösteride diri vücudu ölüme Göz mü kırpar mutluluğun?
Şimdilerimizi toplayalım haydi, Sonramızı öğütüp Dünle nikâh kıysın hayallerimiz: Öbek öbek saf tutan şiirlerin de Nabzını tutan bir ketum şairden Dileyelim yürek atlasını Sonrasının meramı da varsı kalsın Bir düş simsarına.
Giydirdiğimiz kefenle Müridi olduğumuz dağlarda Kelebek yakalayalım Hani olur da yalaka düşlerin Sihrine banıp İçimizdeki isyanı da Arz ederiz evrene.
Sonrası muğlâk: Ya öleceğiz tek tek Ya da siyahı beyaza sunup Efkârı yok sayacağız kendimizce Yazdığımız masalların da dibi tutmadan Giyinik düşlerimizi soyacağız Ve diri yürekleri ölüme sunup Bileceğiz ki her canlı ölümlüdür.
Düşler bile telaşlı ömrün Yarı zamanlı hazanı Kanatlarında mevsimin Varsa yoksa dünkü varlığın enkazı: Hani miras kalan bir anıyı; Hani yâd ettiğimiz sevgiliyi; Hanidir görmeyi unuttuğumuz İnsancıl bir piyeste Baş tacı ettiğimiz İyilik emsali Masumiyetin de kopçası olmayan Günlerden yok iken farkı.
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.