Web Zaman Damgası

Eylül

Kalma gözlerimde
Bu son bir bahar
Ama sen yine gel
Unuturuz yine Eylül’de yiteni
Yine denizlerden ulaşır
Nehirlere ibretli sözler
Tecrübe, ah bu nasıl tecrübe
Bıçak sırtını okşatan
Böyle bir cahil gençliğim
Kum saatini izler gibi
Sabırsızca bekliyorum
Dolmadan çeviriyorum
Ellerin, ah ellerin
Ölürsem sen avuçla yüzümü
Vasiyetim kadar sahibimsin
Damarlarımda şu an akan
Beni iki dünyamdan kovar
Kaburgalarımı çiğnedi bu
Bu dediğimi bilirsin
Sen sözlerimin efendisisin
Şöyle otur yüzüne bakayım
Şiirler gibi konuş benimle
Kimler var kimler yok şu hapiste
Ama sen sadece güzel bak
Turuncu toprağa bulanmış gibi
İz bırak bastığın her yere
Kaybolma gözümden
Bu kafiyesiz sözlerim
En zararsız halimden
Şimdi bir mısra tüm şiirlerim
Her mısra sen, sen çocukluğum
Kabirime bile gelemezsin
Mazeret gerekir, sevinemem
Göçme sen sakın
Ne benden evvel
Ne de benden.