Web Zaman Damgası

D O L U N A Y

Kalsan da karanlığa, artık umrumda değil!
Gözüm görmese bile, inan ki gönlüm gördü…
Gölge etmeyin dağlar, telli kavak az eğil!
Şu ayın şavkına bak, sanki ayın on dördü…

Fark edemedim birden, yel gibi gelip geçti!
Kovalayan mı vardı, bir ceylan gibi kaçtı?
Hiç sormayın başıma, hem de ne işler açtı;
Nasıl görmedi gözüm, sanki anadan kördü…

O endam, o zarafet, ya Rap o gülüş neydi?
Bir saç savuruşu var, billahi efsaneydi!
Gönlüm ışkına koşan, bir uçuk pervaneydi;
Seviyordur sanmıştım, tüm defterimi dürdü…

Söyle gönül bir söyle, böyle güzel gördün mü?
Hiç bu kadar rengârenk, gülistana girdin mi?
Başı yarılan benim, sanki senin derdin mi?
Bu sevdanın yüzünden, unuttum esas derdi…

Gör sapan taşı yemiş, yavru serçeye döndüm!
Deniz feneriydim ben, şimdi mum gibi söndüm!
Her gördüğüm güzeli, koşar da gelir sandım;
Erişilmez bu sevda, çok ıstıraplar verdi…

Karaman-2018/07

Halil Şakir Taşçıoğlu

ÜSTATLARDAN:

Hep koşarız yıllarca, erişilnez olana,
Esas hiç de bakmayız yanımızda durana.
Çok nazihatlar verdi benim tez ölen ana,
"Her kuşun eti yenmez yavrucağım" da derdi.....................................................................MCİO

Ben caddeden geçerken, hemen cama çıkardı
O üzüm gözleriyle, melül melül bakardı
Her iki gönüle de, sevgi, sevda ekerdi
Ben ki severdim onu, o da beni severdi................................................................Aşık Lüzumsuz

Dolunay'ın şavkına, yârin yüzü denk düşmüş,
Sevdâ tüten gönüle başka âhenk üşüşmüş.
Âlem kararmış birden, Kamer dünyaya küsmüş,
Aşk gösterdi nûrunu, güneş sıvışıverdi..........................................................................Aksakal