Web Zaman Damgası

Barış

Barış bilirim ilkbaharda çiçek açan
Oynaşan semaya el sallayan gençlerin barışını
Barış bulutlarda, rüzgar aralarında bizi bekleyen barışı bilirim

Düş kurmak, renkle anlatılsın sarı goncük, beyaz güller
Gel beraber gezelim çiçekleri, şu ırmak şoytalarında
İzi tepenin şakaklarında, pembe goncaların adından
Çiçeklerden açan, katmerleşen barış bilirim

Dağ yamacında, sisli koyun sürüsüne çobanım
Dağdan dağı arayan sislerden, suyu arayan çobanım
Merada otlamış, derede otlamış barış bilirim

Raylar tepelere, biz barışa merak saldık
Sürüler otlaklara, kuzular, buzaklar memeye
Gün ısınsın, karla üşüsün, bekleyen barışı bulsun
Seni arada bekleyen yollara, hasret eden barış bilirim

Mevsim sayıları, saatçi kapıları, marangoz sanatında işlemiş
Kaçmadan kaç kerelik gördün barışı güllü serpiller
Ömre biçilmiş, yorgun altı saate değişen barış bilirim

Ömürden ömre geçti be barış
heybet karış karış, simalara alış alış
Dolanmadan, kaçtı bu barış
Sayılara nakış, kumaştan bayrak, simada barış
Ağıran tenler, bakışlara sömenmiş bu barış
Kaçtı mı aralıklar, kaçamaklar soğuklaşır
Isıtınca yanar, tepelere hüzümlenir
Yanar kulaç kulaç, alevi örten barışı bilirim