"bu gece sırrı-ı hilkat peşindeyim" isimli şiir 10.6.2018 19:45:27 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
bu gece durağım, sığınağım, barınağım, toprağına attığım tohumlar gibidir kalpsiz secdelerim göğüm, güneşim, yağmurum, teselli meltemim denizine akıttığım nehirler gibidir dileklerim göğüne dal budak, salkım saçak uzattığım ağaçlar gibidir arzularım
sözler ,kirli dile değmekte nefesler, paslı dudağa emanet sesler , aczimi ve efkarımı yükseltmekte
* bu gece kalbime binlerce şafak dokunuyor gün ışığının parmak uçlarından bir lütuf giyiniyor sokaklarımın çehresi bir taze nefes alıyor göğsüm müteaddit kere içiyorum lamba gölgelerini
gizli tebessümlerle hep yeniden doğduğu anı öpüyor bin heyecanın yamaçlarından savruluyor tecelliler derin vadilerin ortasında hikmetler serin bir rüzgarı özlercesine kıvranıyor
* bu gece uykuların en talihsizi yapışıyor yakama uyanmayı bana çok gören günahkar bir uyku bu ertelenmiş tesbihatların sonrası uyku sarhoşluğu sılasına uçmak istiyor ruhum yadigar ateşler söndüren bin umut kapısının eşiğindeyim
korkularımın cümlesi sessizliği susturan yerde öteleri soluyor zaman-ı hal solgun kusurlardan kayıp gidiyor zamanı-ı mazi avuçlarımdan çekiyor ayaklarımı sıkı sıkıya bastığım toprak eşkalimi çekiyor yerçekimsiz bir göğün altına
*
bu gece beli bükülüyor sesi kısılıyor dudağı kuruyor eşyanın kanatlanıyor serçe kuşları hadsiz hesapsız göklere hakikatten uçuyor kainatın baygın kelebekleri terk edilmiş tohumları uyandırıyor her nevi mavilikler
hülasa yere eğik rükularda diri ümitlerim kalbimi bitmez huzurların pencere önüne taşıyorum secdelerde buluyorum yitirdiklerimi
* bu gece koynuma yuvarlanan tutkuların gömleği yırtık ayağıma yıldızlar dolanık renkli kuyularda gece uykusunda bir rüya saltanatı yastığımda bin cehennem alev alıyor
yakıcı güneşlere sırt dönüyorum muntazam suretlere yüz çeviren yağmurun altında ıslanıyorum yalnızlığı sonsuzluğa dönüştüren kutlu yollar adımlıyorum
sözler birikiyor sonsuzluk nefesinde... bedenimi yoğuran namazlardayım ruyi zeminde miraçtayım
*
bu gece sırrı-ı hilkat peşindeyim alaca vakitlerin hoyratça tırmaladığı loş kentlerdeyim yumuşak yastıkların uyuttuğu sağır vakitlerde çaresizim karanlığın boy verdiği amansız ufuklarda vücuda gelmekteyim
göğü kana bürüyen ,yıldızları karanlığa bulayan kızılca kıyametin çukurlarında gülü kızıl eyleyen secdelerde alnım sonsuzluğa akıyor
* bu gece kandil ışıklarıyla intişar etmiş karanlık izharı kutsal metinlerden devşirilmiş terazilerde tartılamayacak kadar ağır kerametlerim var
kervanlar hep göçüp gitmiş alıp götürmüş rütbeleri yediverenler dağ başlarına ikramlar savuruyor yamaçlarına ruhani yağmurlar düşüyor
buzdan aynalarım acımasızca kırık sevgilerim vurulmuş en ince yerinden sırılsıklam aşkları pul şişelere damıtmışım yalnızlığın sükutuna gömmüşüm hayallerimi
* bu gece dar-ı cennet kucağından kutsi sancılar sızdı dar-ı lezzet üzerine yazıldı baharların tutuştuğu vakitler meşk bitti, söz kesildi, dil bağlandı, ehli cennet dağıldı neyzen hüzzam ilahiler çalıyor hala
ümit kapılarının önünde bekleşmekten yoruldum ah içindeki duygular düştü bir bir bağrıma gönül süveydasını yitirdi ve sevdasını unuttu yeniden keşfettim içimdeki görüntüleri beyaz nakışlardan bir ışık yayıldı imdadıma
* bu gece tahatur başlasın üç sene evveldi diye ,başlasın zahiri öyküler seherde aç havalanıp akşama tok dönen kuşların yuvaları adına... yavaş adımlarla adımlansın saklı kentin sokakları
serin ve selamet ateşlere atılsın sonra esbab-ı maddenin sessizliğine bürünsün
açık avuçlardan harikuladelikler kaysın bir bir kırık kapılardan ışıklar sızsın odalara cilvelerin kimliksiz gezdiği cihetlere bürüsün mehtap
*
bu gece zerre akışından ince ince çağıldayan ihsanlar gelsin yüreğimin gizli labirentlerinde dolaşsın iman içimin sızılarına ses olsun
mukaddesatın ipine dizilisin feyizli şehadetler yüreğimin baş köşesine asılsın bir bir kuyuda yusuflar varken satın alan kervancılar varken artık bir ömür kölelik olsun artık bu gece saray zindanlarında ebedi mahpusluk olsun
*
bu gece inşırah eden sadra hikmetli kutsiler dolsun aşk dolsun, meşk dolsun beklemelerin durulduğu bir umman olsun zaman seyre dalsın kendini kızıl ufuklar gibi nurani gölgelerin teveccühüyle alevlensin her şey
bu gece sonraya yönelmiş hiçlik şafağı meleklerle boyansın dudaklar tebessümler devşirsin , ihyalansın yürekler
redfer
[ /italik ]
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.