"Ayrılık Resitali" isimli şiir 30.5.2020 13:19:11 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Gidişini kabullenmem bekleniyor İzlediğim belgeseller bile Subliminal mesajlar içeriyor, Basbayağı annesinin canını sıkıyor Uçmakta gecikmiş bir yavru kartal... Bense uçtun diye küstüm Hayli fiyakalı bir şehre...
Ayrılık, tek bir seyircisi yokken Zihnimde defalarca sahnelenen bir oyun gibi İçinden bir türlü çıkamadığım... Üstünden atlanası temiz bir gündü, Benim ayaklarım hiç olmadığı kadar çamurlu... Bileğinde hüzün damgalı Eylül'de Günlerden mahcup bir Pazar'dı... Keşke tek mahcubiyeti Pazar'ın Pazartesi'yle samimiyeti olsaydı...
Seni yolcu ederken çok ağladım, Şehri su basmalıydı Kapanmalıydı yolların.. Kuzusuna sırtı dönük Yatmalıydı bir ceylan Suçluluktan yaprak döksün istedim ağaçlar...
Hayli ağır vasıtaydı stilin, Her anın keyfini çıkartmak ister gibi aktın, Yıllardır kavradığın parmaklarımdan usul usul... Gözlerinden su içmek için yarışırdı serçelerim Böyle kıpır kıpırken içi... Utanırsın diye bu sefer, bakışından sakındım...
Topukları yarık bir köylü kadın Bağdaş kurdu göğsümde Çedenesiz kavurga yapıyor gittiğin günden beri... Yolunda çakıl taşı mı olsaydım? Kal deyip, uluorta kanasaydım, Kalbinde davullar çalıyorken, duymazdın...
Ağlamak yok deyip, Sevincine ortak olmamı bekledin, Eti tırtıkladığın günlerdeki gibiydi gönülsüzlüğüm, Ben de ayrılığı sevemedim... Bu mutluluğunu tek başına yiyeceksin Benim için fazla kalorili...
Hüzünlü bir resitalin eşiğinde Çanlarını çalarken ayrılık, İçimdeki en yüksek tepeye tırmandı ruhum, Acılı bir köpek gibi, uludum... Hani buraya bir keman koymalı derdin ya Piyanonu çalarken... Acılı köpek ulumasıydı bizim resitalin kemanı....
Senden sonra birgün daha almadım... Yasımın ilanı gibiydi Aylarca ocağa mesafeli duran ayağım... İyi ki de kadındım, Bir kadının kanadığını herkes bilir çünkü... Kaybolan ruhuma, seni hatırlattım yem olarak Ara ara kendimde beni avladım... Narında yandığıma yanmadığım gibi Aylarca yokluğuna odun niyetine atıldım...
Büyümüştün kendince, Azıtıldım vakitsizce... Yok, referans mektubu verme bana, Iskartaya çıktı bu mürebbiye...
Köle pazarına düştü ruhum gidişinle Yine sana satılmaktı muradım... Bilirdin oysa, Çocuklar annelerinin elini bırakmamalı... Bak bunu acentanın bir kenarına yaz Tuttuğun yerde tutan bir dileğim ben, Senin ellerinde...
Getir ateşini, ateşini getir İçimdeki buzdağından esirgeme Erirmişim, geç onları Sıcağı sevemez mi bir buzdağı?
Sürekli işleyen bir yara açtın gönlümde Haziran'da geçiyor gelişinle Buna da şükür diyorum, buna da, Allah'ım o nasıl bir kanamaktı... Kıvrılıp yattım Görünmesin diye kanadığım, Aç enikleri ininde, Yiyecek arayan bir köpeği kıskandım Kabuğuna selam çaktığın gün geldi nihayet yaramın...
Kırk odasını da süpürdü içimdeki halayık Hoşgeldin evine, ruhumun EN sahibi... Yokluğunun suskunuydum, geçti Çözüldü dilimin bağları... Şakı bülbülüm şakı, Sıkılırsan salınacaklar kurarım sana gönlümde, Gözlerinde uçuşan ateş böceklerinden tuttum aşkı,
Kal demek etin için avlamak olurdu seni Ben sana kıyamam ki...
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.