"siz hiç elif gördünüz mü ?" isimli şiir 27.5.2018 23:42:04 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
[ italik ]ah elif ah… kaç düş bir elif eder kaç elif genç kız olur kaç elifin düğünü olur kaç elifin ölümü…
*
siz elifi gördünüz mü? ve siz ey yarış yerlerinde şahin gibi uçan yay gibi gergin arap atlarının üstüne kurulu süvariler. pırıl pırıl kılıçlarını savuran kahramanlar anadolunun zavallı eliflerinden var mı haberiniz?
sizin kulağınız sağır, gözünüz kör, kalpleriniz felçli mi? öfkenin örtüsü kalın bir gece gibi sarmış dört bir yanı hıçkırıklar elif gibi ah ki ne ah … elifi öz vatanından ayırdılar … ve bir sabah dağ ucundan yeni çıkan bir güneşin masumluğu içinde elif yüzlü kızları da saçlarından sürükleyip götürdüler haykırışları yırttı gökleri yürekler parça parça çırpınıp inleyen elifler verdi son nefesini mühür vuruldu gözlerine …
* süpürdü rüzgar teni nefes nefes gök gibi bir masal gibi bir varmış bir yokmuş gibi yeller esti yerinden bir deprem ki yarıldı toprak tükendi çılgın çılgın akan şeker gibi tatlı nehirlerin suyu karalar bağladı gece gündüz yasını tuttu elifler
elifin saçları örgülü hayalleri tutsak öyküsü hüzünlü sarı saçlı ,hiç oyuncağı olmadı elifin her gece hıçkırık sesleriyle hayaller kurardı çiçekler açardı bahçelerinde hep karanlık bir gecenin ıssızlığında yıkarlardı hayallerini umuda dair her ne varsa yüreği kanardı ince ince… elif gibi
elifi tanıdınız değil mı? tanımış olmanız gerek çünkü her gün görüşüyorsunuz televizyonda, internette, gazetelerde okuduğunuz haberlerde elif var baktığınızda içinizi acıtan kan revan içinde işte o gördüğünüz elif…
biliyorum içiniz burkularak bakıyorsunuz ona sadece gündem konusu olmaktan öteye geçemedi elifler ateş var, acı var, kan var, yangın var kalbimizde kurşun tohumları yavaş yavaş ölüyor içimizdeki elifler …
çünkü elifleri seyrederken intikam hırsıyla büyüyoruz çünkü zihnimizde ki elifleri hiçbir şey silemeyecek geceleri ölüm kusuyoruz uyuyamadan yumuyoruz gözlerimizi tıpkı elif gibi
kafamızı sağa çevirdiğimizde bir elif enkazın altında sola çevirdiğimizde hastanelere sedyelerle yaralı taşınıyor en çok elifler taşınıyor sedyelerde koşarken düşüyorlar bazen ayakları kan izi bırakıyor bastığı yerlere
*
bak benim adım elif diyor birisi özgürlük için bedeller ödüyorum kopuk ellerim kopuk bacaklarım yüreğimden koparıyorlar suriyeyi arakanı filistini içim sızlıyor müslüman olmak ne zor işmiş…meğer
*
benim adım da elif … üşüdü ellerim ve sen kış soğuğunda hiç düş kurdun mu küf tutmuş namlularda çiçekler büyüttün mü karanfil renginde nice batan güneşler içinde dua kuşları uçurdun mu kızıl ufuklara doğru mavi gözlü nehirlere yıldırımlar düşmeden önce dikenli tellerle sardılar etrafımı mayınladılar yüreğimi zifiri gecelerde ..
*
kurban ettiler elifi tanrı huzurunda tank paletleri ezdi bedenini direnen gözlerindeki ışıklar söndü bir güvercin kıpırtısı işitildi ölüm mangalarının önünde delik deşik yeniden topla, tüfekle, bombalarla geldiler geçtiler köylerinden elifin yıkılmamış , yakılmamış ev toprak üstünde canlı bırakmadılar ve feryatlar ve çığlığını bastırarak ve alıp götürdüler solgun yüzlü elifleri
*
ey parçalanmış yürek ey kesik damar ey ateşlenmiş umutlar geceler hiç bitmeyecek sabahı göremeyecek güneş gözlerde yalnızlığın korkusu ne fark ederdi güneş doğmuş doğmamış ne fark ederdi elifler ölmüş yaşamış
bir kuru ekmek halep bir yırtık resim arakan bir kırık kalem saraybosna yıkık bir umut çeçenistan gecenin çığlığı istanbul yaşanan bir özlem endülüs filistin sadece acı elifin günahı çocuk olmak ben sen o biz siz onlar cümle alem suçluyuz..
*
ateşin yandığı her yer elifin ateşin dayandığı yer de ceset ceset suriyeli ıraklı ,yemenli,arakanlı,filistinli elifin gözleri hala ıslak hala öfkeli kafkasya barut kokulu bağdat kaçıncı kez yıkılmış parampaça.... darmadağan duman duman kabil katiller tanıdık elifin katili…ölüm… ölümden kaçış yok… There is no way escape
*
elif ipek saçlı elif mavi gözlü elif gök gibi masmavi şahin bakışlı kartal duruşlu bir masal elif bir varmış bir yokmuş gibi bir altın bulut bir rüya ,hayalden öte aydınlık boşluğun üzerine serilmiş büyülü alemlerin mistik şarkısı elif evveli ve ahiri gök kubbenin yıldızların kostümü parlayan dolunayın ışığı sessizliğin içinde … zamansız bir hayatın adıdır elif
farklı ırkların elifleriyiz farklı şarkıların anlattığı en derin kuyulara bırakılan farklı eliflerin açmayan gülleriyiz
*
sıcak bir ağustos gecesi elif… generalin adamları tarafından Viznar vadisine götürülüp öldürüldü mezarı hiç olmadı kendisinden başka hiç kimse gerçek ölüm şeklini bilmedi kandan kızıl gözyaşları gibi... beyaz bir güvercin gibi çıkacak tanrının huzuruna elif…
*
hey cennet kuşlarının gözlerindeki ölü düşler küçük elifler son nefesini verirken alınan son nefes hey tarifini hiç kimse yapamaz içimde beslediğim kinin titrek nefeslerle soluyorum … yüreğim nyanmar yüreğim suriye mostar nehri kıpkızıl beyaz laleler … sürgün …
elif hiç görmedi istanbulun gizemli baharını peygamber kokan medineyi.. kirlenen güneşi yıkayacak yağmurları beklemekle geçti ömrü fizan çöllerinde ki gecelerde gözleri yanık hep serap sanırdı babil kulelerini hangi yıldıza doğru baksa ıslak gözlerinde yusufun rüyası ağlar elif …yunus gibi koca bir coğrafyanın karnında çaresiz …
*
vahşi çığlıklar savrulurken geceye ölüm askerleri korku vadilerinde yine ayaklar altında kalacak filistin düşleri birazdan ateşe verilecek yine evler ölüm sirenleri dolaşacak kapıları birer birer elifler doğmadan ölecek çiçeklerin yapraklarında kalacak kan lekeleri gepegenç eliflerin üstüne düşecek ay ağıtlar kanayacak yine anaların yüreğinde
*
koltuk değneği olacak bastığı yerlerde… elifin tek korkusu iki elinle sapanla taşı atamayacak bir bacakla yaşardı belki amma bir başına yaşayamayacak, doğu türkistan, türkmeneli ,urumçi gök bayrak ağlayacak yanacak yüreği elifin
*
bir ilahi ses yükseliyor semaya karanlık gecelerde.. farsça ,türkçe,arapça … ölülerin dillerinde elifli şarkılar anadolu şehirlerinde yıldızların aşkı çağırır elifi kutlu yolcunun miraçgahına cebinde oyuncağı … soğuk, açlık, çaresizlik elif senin Allah’ın her şeyden büyük.
şeb-i yeldadan fecre kadar göğe kanatlanarak yıldızlara dokunuyor elif hicaz bir sedayla, sabahlara okunup bir ucundan dünyanın öbür ucuna sürülmüşsün senki sefil, senki garip ,senki yetim…
*
senden kanatlanan güvercinler o kutlu haberleri taşır yeryüzüne sessiz göğün ışıman renginde özlemin kızıl renkleri uçuşur gözlerinde saçlarında güneş yalımı içine yayılırken ateş... bir gök karışımı yıldız takar beline özlemin yedi baharınca söylenir türkün umut olur elifler bozkırın çöl gecelerine yağmur olur umutların taze sevinçlerine maviler içen gökyüzüne…
*
hey siz… daha çok öldürün elifleri daha çok … yok edin sevgiye dair ne varsa... lakin ölümü öldüremezsiniz ki…
elifler gerilmiş bir yay gibi namluda kurşun gibi ipek saçlarında , çakık kaşlarında kerkük, musul ,kerbala hiç beyaz gelinliği tanımadılar hiç gül koklamadılar dikenler de batmadı ellerine süngüler saplandı hayallerine sonra kapandı dudaklarında ki tebessüm…
*
sen hey… bu dünyada elif olmak ne demektir bilir misin? cehennemin ortasında elif gibi yaşayabilir misin?
redfer[ /italik ]
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.