"hey üzerine bombalar yağdırılan aziz şehir" isimli şiir 15.5.2018 07:25:05 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
göğsümde yanıp tutuşan kinim var kurşunlanıyor ibrahim musa isa ,vuruluyor alnından muhammed suçluyum bu şehirde ,doğuştan ölüme namzet bir çocuğum çünkü benim adım kudüs ,çünkü benim adım filistin
rüyama düşen çığlıkların sahibi ölümün kucağında filistin ömerin gözlerinde isyan edesi bir bakış zeyneplerin avuçlarında öfkeyle sıkılan taş ,kinle taşlaşmış bir yürek mescidi aksa esir ,mescidi aksa hüzünlü ,mescidi aksa beni bekliyor
rüzgar getiriyor ağlayan çocuk seslerini ,kan akıyor bulutların damarlarından güneşin intikamı tutuşturuyor kalbimi ,üşüyor duygularım titriyor vucudum buz kesilen nefesin artık bir hükmü yok ,kudüsü yaşıyorum yirmi dört saat
Allah aşkına peygamber aşkına yedi cihan her seher vakti her gece dolunay aydınlatsın çehreni ,bitsin artık sessizliğin çığlığı neden susarsın konuş artık kudüs ,çekme ellerini ellerimden kutsalım diye sevmişim seni ,bırakma gözlerini gözlerimden
*
muhammed aşkına ömer aşkına tekbir dağına gölge düşmesin kızıldan kaftan giydirilmiş bağrına ebabiller yağmur yağdırsın göklerden lime lime yüreğimi koy sapana fırlat kahpe üstüne bahtımda sevdandan yana adanmak varmış ,zihinlere çivilenmiş acılar çekiyorum yetim kalmış çocuklarına ağlıyorum elimi uzattığımda dokunabilecek kadar yakınım sana
öfkeli bir namlu gibi nasırlı elleri çocukların bitmeyen bir intikamın acısını çekiyorlar bir nefesçik yaşamak için bir yıldızı kucaklamak için her gece ağlıyor için için, ağlıyor mescidi aksa ,ağlıyor filistin
*
meğer bir hiçmiş....çıldırtan sessizlik ,çaresizlik ağlatamadım yüreğimi şöyle kan kırmızısı gözyaşlarıyla... vur kalbimi kocaman kurşunla şehit olayım senin için… ağıtlarınca selam olsun gökyüzünün mavisine çocuklar kudüs diye sevilsin ,anneler kudüs diye emzirsin sabileri çiçekler kudus niyetine koklansın her nefes kudüs olsun kudüs olsun her çığlık
yüreğimde fırtınalar kopuyor ,yüreği kudüs için atan çocuklar yetiştiremedim ömerler hamzalar yetiştiremedim onun için seccadelere düşüyor kan lekesi ,onun için serçeler vuruluyor
*
şehit diyarı filistin ,yeryüzünün şehit halkı beşikteki bebeklere ölüm kusuyor israil sapan taşlarına karşı, tanklar, helikopterler ,havadan , karadan bombardımanlar var kudüs ile ilgili rüyaları bitirdiler bağrıma saplanan bir hançer ,böğrüme vurulmuş bir yumruk filistin
daha dünyaya gözünü açmadan bebeklerin cennete gönderilmelerini seyrediyorum yok mu bir selahaddin daha kudüs semalarında yeniden haykıracak bir kahraman daha çıkmayacak mı firavunlara dur diyecek kudüsü kurtaracak
*
namluların ucunda can çekişiyor filistin ,barut kusuyor makinalı tüfekler şimşek gibi yakıyor yangın içinde yangın ,taş üstünde taş gövde üstünde baş genç, ihtiyar ,erkek, çocuk, kadın sokaklarda cesetler mahalle köy ev ev bir vahşet yaşanıyor
kudüse yürüyelim her bir yanı gözyaşlarıyla ıslanmış ,ağaçları kanla sulanmış kente tekbir sesleriyle tekrar şenlesin sokaklar ,bitmiş olan umutlar alevlensin iman, özgürlük uğruna ,vatan bayrak din uğruna yeminler verelim dönmek olmasın asla bu yoldan hedef kudüs olsun
gökte yaratılıp yere indirilen şehir görkemli süleyman mabedi çinilerle bezemiş mavi yeşil sarıyla karışık kudüsten yana dualarımı var umutlarım var dertlerim acılarım var rüyalarım var …
*
ruhumun hüzün perdeli penceresinden kudüse her gün yeniden aşık oluyorum bir gün kudüs, diğer gün kudüs ,ertesi gün yine kudüs oluyor bu aşkın adı her adımda daralan kalbimin karanlık taraflarını yakıp aydınlatıyor kudüs
susturulmuş coğrafyaya tebessüm ederken şafak bir kelebek olup gökyüzüne uçuyor çocuklar seneler boyu hüzün sağanağına tutulmak istiyorum ,bir ömür boyu taraf olmak istiyorum bir nehir yapıp akıtmak istiyorum yüreğimi yüreğine
*
ey bahtı teni gibi kara çocuk haydi gülümse gözlerime ya yaktığın yüreğimle aydınlat bu karanlık şehirleri ,ya da bu şehirleri yak yüreğim aydınlansın suskunluk getiren yağmurlara inat şimdi söyle en güzel şarkıları
fecr vakti ufukların nasılda süslenmiş,ebruli kentim, mavili kentim, beyaz kentim ay ışığının suya düşmüş rengi akıyor bütün sokaklarına ikimiz de ağlıyoruz her gece kudüs diye
*
ey gece yüzlü kudüs kanla sulandığı için mi nemli toprağın ey ölüler şehri ey ölü sokakların sahibi korkuyorum aynada benim olmayan yüzlerden soğuk ve mehtapsız gecelerin kara kabuslarından
ey gök yüzünün toprakla birleştiği yer mayısların çığlık çığlığa ramazana dönüştüğü yer ey şehit kokan şehir kim ,söylesene kim ve neden vuruyorlar seni oysa ne kadar çok oldu yıldızlarına bakmayalı her gece yarısı ben sana ağlıyorum sen kime ağlıyorsun
*
duvarlara özgürlük resimleri çizerken yağmurlar sabaha kadar boşlukta salınıp duruyor bir ucunda kudüs bir ucunda ben karanlıklar içindeyim kan ve ter içindeyim uzatılamayacak ellere ağlıyorum içimin de ta içinde, alabildiğince uzak yerlere aynı yağmur altında ıslandığım yağmamış yağmurlarla ağlayan çocuklara hıçkırıklarını ninni yapan filistinli annelere ağlıyorum
hey gidi kudüs beni hıçkırıklar büyüttü bütün kara örtüleri çekerek üzerime bütün kapıları kapatarak … öylece ışıklar dökülüyor bulutlardan alevli yağmurlar ıslatıyor göğsümüzü bize fısıldanan kaç ölüm var kudüs renginde ,kaç ölüm kasırgası hey gidi kudüs barut kokulu gecelerde uyuyor musun soluğumuz kadar yakın çarmıha gerilirken meryemin isası
*
hey gidi kudüs iki kez ölümdür susmak masum kalan tek şey seher semasında ışık saçan bir yusufçuk her defasında yüzümde ter damlaları her defasın da acılar sığdırılıyor rüyalara her defasında hafızamın ucunda sislenen görüntüler her defasında sessiz sedasız çekip gitmeler her gün sokaklarından kovulan benim
hey gidi kudüs yere yığılır, kanatları kopar gecelerin ışıklar söner bir yıldız kalır geriye senden sıcaklığını duyamayacağım kadar uzakta sabahlara kadar sırlarıma ortak içimde ki filistinli çocuk içimde kudüs …
*
zihnimin saçaklarından bombalanıyorum israil kurşun yağdırıyor bin çığlık ,bin ahu figan kan akıyor oluk oluk filistinden
beni çağırıyor gazve beni çağırıyor şerha beni çağırıyor beyt-ül halil kudüs ,endülüs kadar yetim her dem kutlu rüzgarıyla bir gam istanbul mekkede meryemce bir suskunluk zeynebi bir feryat kerbela da hüseyince direnişler var bosna da
işgal edilmiş bir şehri boşaltır gibi kaçıyorlar lut şehrinden kaçar gibi kurşundan çiçeklerin şehri kudüs suskun bebeğin emdiği süt, ağacın çiçeği meyvesi yaprağı toprağın kara bağrına düşmüş bir mezar taşı şimdi filistin
*
kudüs namazın seccadesi gibi nabzın attığı yerdir kudüs mekkedir, medinedir dindir imandır davadır heyecandır kudüs tevhit şehadet kudüs kutsal mukades mübarek
hey zeytin dağında ki bulutları kovalayan rüzgar hangi taşa, hangi toprağa bakarsan bak rüyalarıma giren ,aklıma ilk gelen isim sensin henüz yeni açmış menekşelerin hüzün kokuyor her sabah çiğ damlası gibi filistine ağlıyorum
hey üzerine bombalar yağdırılan aziz şehir şah damarım, umudum sensin senin için çocuklar büyütüyorum beşiklerde
Redfer [ /italik ]
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.