"BEYKOZ'DAN KOCAALİ'YE - SAHİLİNDEN SINIRINA TÜRKİYE" isimli şiir 21.9.2018 18:04:37 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Poyrazköy’den görürsün uzaktaki feneri. Cam ustası döndürür, Öğümce’de çubuğu. Deresi, deniziyle BEYKOZ’un gözde yeri, Riva’ya da takmalı mavi nazar boncuğu... ---------- H.Aydın AKÇAKAYA
Hakiki ŞİLE bezi; tezgah altı bilesin! Feneri hem müzedir, hem de bir dünya devi. Ağlayan Kaya 'sının gözyaşını silesin, Cilalı Taş Devri ’nden hatıradır ilk evi… ---------- Süleyman KARAMAN
KANDIRA’lı, yoğurdu toprak kapta mayalar. Kefken, Kerpe, Cebeci her biri düş bahçesi. Dalgaların dövdüğü mahcup Pembe Kayalar; Karadeniz koynunda, sanki altın külçesi. ---------- H.Aydın AKÇAKAYA
Denize küs KAYNARCA! Ne liman ne barınak! Tarımla hayvancılık, halkın gelir kaynağı. Fındık, pancar yorsa da; çalışanın alnı ak, Tavuğundan menemen, ineğinden kaymağı. ---------- Süleyman KARAMAN
Akın akın dünyayı çekiyor kendisine, Acarlar Longozu’nun nadir su menekşesi. Kamp yapmak istiyorsan koş Maden Deresi’ne. Mert, yiğit İpsiz Reis, KARASU Emice’si. ---------- H.Aydın AKÇAKAYA
Melen Çay 'ı doyurur susamış İstanbul 'u. Fındık, süt, bal, yumurta işindedir ahali. Göçte sırtlayıp gitti yetim, yaşlı ve dulu Işıklar içinde ol daima KOCA/ALİ! ---------- Süleyman KARAMAN
-2-
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.