"Acıma/sız" isimli şiir 29.8.2019 16:57:28 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Ben çağırırsam bozulur gelişinin sihri, sen çağırmadan gel Suları şıpırdatmadan, rüzgarın fiyakasını bozmadan gel
Balıkçı babalarını bekleyen çocuklar gibi gözlerim ufukta Müjdeli bir haber ol, eteklerin zil çala çala gel Gelişin bir sevinç sağanağı olsun, mutluluktan çıldırayım Bir Muson gibi yağ saçlarıma, Amazon gibi dört bir yana akayım Bir yel essin senden efil efil Rüzgar çanları gibi şıngırdayım
Gel de yarılsın çölün kalbi Zemzem gibi fışkırayım
Bir gece yarısı, Tanrı misafiri gibi çal kapımı Can havli ile su yüzüne çıkan sünger avcıları gibi soluk soluğa gel Kollarında bile sensizlikten korkarken, arındır beni korkularımdan Gözünün gördüğü hiçbir şeyden korkmayan Hamza gibi gel Filistin kadar acılı, Türkiye gibi yaralıyım Sen Allahuekber gibi huzurla gel, güçle gel Kurudu sabrın ırmakları İçimde yarım bıraktığın Fatihaya, kabul olmuş bir Amin,le gel
Sayki, kahpe pusulara düştüm Kurşunlara geldim duvar diplerinde Yedi kavim, yalın kılıç üstüme yürüdü Her bir neferi yedi bela Her biri Allahsız Her biri kitapsız Gel merhametinle sar sarmala beni Gel acıma/sız
Gelirsen, var ya… Bir gelirsen… Susar kulağımda çınlayan bu acılı orkestra Bu barbar kıyım biter Sırf sen içiyorsun diye sigaraya başlarım Öyle hüzünlü şiir miir de yazmam, valla billa yazmam Kaşlarım çatılmaz bir daha Dağılmış yüzümü yerden toplarım
Gelirsen çürümüş kalpleri anlatırım sana Kendi cenneti için, bu güzelim ülkeyi cehenneme çevirenleri Asalaklar gibi bu vatanı kemirenleri Kendi halkına silah çekenleri anlatırım Mülteci botunu mızraklayan katilleri Sığınmacıya çelme takan gazetecileri Unicef denilen tiyatroyu Birleşmiş milletler denilen fiyaskoyu anlatırım
Hayat işte… Doğarken kan revan içinde doğduğumuz… Ölürken tertemiz sularla arındığımız, yaşamak ağrısı Kimine zil Kimine zül İniltiler içinde bir savaş meydanı Kanlı, terli ve kokuşmuş Sen bana savaşların olmadığı, çocukların ölmediği bir zamanda gel Hayvanlara eziyet edilmeyen Kadına zorla ilişilmeyen O dupduru sulardan kana kana içte gel
Gel, biraz öfke çokça hınç gel Böyle susmaktansa… Böyle herşeyi içime atmaktansa… Böyle pısa pısa yaşamaktansa… Sen bana afili bir ölüş gel
Ellerinde güzden kalma krizantem, sırtında yeşil bir pelerin Vurulduğum yere gel Vurduğun yere gel Bırak öyle kalsın makyajın kıyafetin, en doğal halinle gel İster doktorum ol vur neşteri İster katilim ol çek tetiği Bir kez daha öldürmek için, diriltmeye gel
Gel… Gök gürültüsünden önce çakan, şimşek ol Ateşle barutun öpüştüğü bir infilak gibi gel Sabır taşı çatlayıp kırılmadan Martılar gökyüzüne darılmadan gel Kırkikindi yağmurum ol Bir bakışınla çağıldasın derelerim İçimin nehirleri kurumadan gel
Gelki… Çıksın kalbimden bu paslı bıçak Gelki… Bendini yıkmasın bu deli ırmak
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.