"BİR KARA TREN TÜRKÜSÜ" isimli şiir 19.1.2018 03:08:20 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Doruğuna çekildi kendiliğinden üşüdü geceleyin yarım eldivenli bir genç kızın sümbül, nergis, karanfil kokulu ince uzun parmak uçları kalem kalem aşkın ilkokulu...
Gece yarısından itibaren sislenip puslandı, kar yağdı buzlandı geçtiğin yollar hasret yüklü bir tren dolandı içimin tünellerinde kokunu sürükledi rüzgâr izinden...
Sen yoksun bu kentte bugün bir dağ başı yalnızlığında tinim bir kara tren türküsüyle dile geldin sevgilim "Gözüm yolda, gönlüm darda" savrulan düş, ezilen yüreğim ezgiler uzayıp giden raylarda...
Mahmur gözlerinde ağarırken tanyeri bir vuslat köprüsü ile bağlandı iki anakara birbirine kara tren İstanbul'a vardı, derken işte göründü Harem Haydarpaşa Garı, Haliç Kadıköy, Karaköy Beşiktaş İskelesi, Kızkulesi seyriseferde araba vapurları martılarla selâmladı seni anılar...
Fındıkzade, Beyazıt, Aksaray Gez dolaş,Topkapı'yı, Vefa Bozacısı'ndan bir bardak boza benim yerime de al iç, Gülhane'den Kumkapı'ya in balık - ekmek ye, olta atıp tutanları seyret Galata Köprüsü'nde...
Ne getirip ne götürecek zaman hiç belli değil; "Vakti gelince görürsün!" de ozanım, seni çağırır dilim sarmak ister seni gönlüm duman duman yanan yürek sensiz gelip geçen aylarda lokomotifi gibi trenlerin kara kaşın, kömür gözün kor olur içime kürek kürek...
Yedi tepeli kentin içinde Çamlıca Tepesi'den bir esinti, rüzgâr gibi savrulup sana düştüm özlem ile ödedim yüzgörümlüğünü ıssız koylardan yelken açıp Boğaziçi yalılarında sabah sularının aynasına üşüştüm...
Sürüklenip rüzgâr ile takılmadan ağlara ters akıntılara kapılmadan, aydınlığında fenerlerin gel sevişelim geceler boyu "aheste çek kürekleri" Semiramis!..
Şaban AKTAŞ 13.01.2018 - 11.09
Fotoğraf: Şaban Aktaş
CAN SIKINTISI
Nedir bu durgunluk böyle Bana güzel şeyler söyle Senden başka kimim var ki Gel birazcık gönül eyle!
Dünya üç gün sürer canım Bir dün, bir gün, bir de yarın Sensiz sıkılınca canım Var mı bir kazancın, kârın?!
Kaçma benden, uzak durma Ben gibi sen de sev beni Sevdim diye tuzak kurma Sevmez isem, gel döv beni!
Bak yine canım sıkıldı İnan her yanım döküldü Yüreğim yandı yıkıldı Sorma halim küldü, küldü!..
Şaban AKTAŞ 13.01.2018 - 20. 43
OCAĞIN ORTASINDAYIM
Çekmez ise ruhun teni Neyleyeceksin yâr beni Çekiyorsa tenin teni Geceler boyu sar beni!
Hasret tuzlu sular gibi Düş derin uykular gibi Gerdanına fulâr gibi Dola boynuna yâr beni!
Gök gürlemeye başladı uzaktan Bulutlar üstümüze geliyor Belli ki yağacak Hep böyle zamanlarda Derin derin düşlere dalar da Kapanır kalırız odalarda...
Fırtınalar kopar Gümbür gümbür Sağanak altında yazılır En duygulu, romantik şarkılar Dere tepe sel olur, Rengi değişir suların Akar bozbulanık deryasına Dalga dalga vurur kıyıları Akdeniz...
Başladı saçaktan Oluk oluk akmaya sular Nerede bir gökdelen var Orada bir paratoner Kopar kızılca kıyamet!
-II-
Yüksek minareye yıldırım düşer Beş vakit ezan okur müezzin "Tanrı uludur, Tanrı uludur" Uzadıkça uzar sesi, Türkçeyi, Almancayı bilirim Eh İngilizce de az çok Arapçayı pek anlamam...
Hava bugün hayli bozuk Hâlâ duyuluyor uzaktan Çakan şimşekler ile Ardından gök gürlemesi Felekçe ben de arasıra Felemenkçe değil, Bozuk atmak isterim, fakat Yakıp yıkamam Ortalığı onun kadar, Evren bilir işini!..
-III-
"Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?"
Bazısı günde beş kitap okur Bazısı beş vakit ezan, Tanrı'nın ilk emri; - ''ikra! Oku'' Tanrı indinde kitap okumak Bence de daha makbul...
Kuru kuruya ne din olur ne iman!..
Şaban AKTAŞ 13.01.2018 - 16.18
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.