"AYRILIĞIN ALNINDAN ÖPÜYORKEN" isimli şiir 9.1.2018 15:20:39 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Sen yokluğumun ertesi boşlukta gözlerime doğduğun anda, Düşüverdin kemiksiz et parçası kalbime ılık ılık sızıntılarla. Hasat vurmuştu yalnızlığım kaypakca yaşadığım anıların kucağında. Boğuluyordum. Var olan ben aslında hiç yoktu. Hiç bir iklim yaşatmadı yüreğimde yaşattığın sarsıntıları. Hiç bir söz kandırmadı, hiç bir ses duygulandırmadı. Hiç bir tufan beni alıp başka yere koymadı.
Alışkanlığım oldun. Öylesine aldın ki benden beni. Kah ayazda kalıyor serin sularla boğuşuyor, Kah kızgın çölün ortasında kalırcasına ateşlere maruz kalıyordum. En çok da baharı yaşıyordum. Oysa gözyaşım hummalı bekleyişler içindeydim. Susmuyordu kanayan yaralarım. Senin bana bıraktığın can acısını unutmaya çalışsa da unutamıyordu. Git artık diyordum. Git! Bitsin bu kefensiz giydiğin esaretlik. Bırak kendi haline. Kalakaldın yaşam ile ölüm arası arafın en orta yerinde. Yolun en başı da, sonu da çıkmaz sokaktı. Biliyordum. Karabasan düşlerin koynunda yürüyordum. Vazgeçmek isterken gözlerinden tekrar tekrar yine yeniden geldim sana ben. Gidemedim.
Asılı kaldım sensizliğin gerdiği çarmıha da, gidemedim sen olmayan yarınlara! Her uzaklaşmaya çalıştığım ve her yokluğunu giydiğim anlarda başaramadı yorgun bedenim kimsesizliği kifayetsizce giymeye. Kahretmeyi düşünürken avuçlarımı açıp yaradana dua eder buldum her defasında. Ne yaptığımı anlayamıyor, nasıl bir çıkmazdayım düşünemiyordum. Kanıyordu canım, kaldıramıyordu olmayan bir bendeki seni. Küf kokulu akşamların sessizliği dağıtıyordu ruhumu, göç yalnızlığı yaşıyordum. Suskunluğa bürünmüş dilim artık lal olmuş, kalemimse kırılmıştı. Bıraktığın izlerin üzerini kapatmaya çalıştıkça yorgan gibi ayaklarım dışarıda kalıyor, taş duvarlar arasında seni ararken. Koyu gri akşamların serinliği yüzüme vuruyordu Ankara sokaklarında.
Evet, tılsım bozuldu. Nedir, nasıldır, artık hiç sorgulamıyorum. Ayrılığın alnından öpüyorken sessizliğinle, ben hep başa dönüyorum. Teninin kokusu sarıyordu bir anda ben oluveriyorsun. Gülüşlerin aklıma geliyor, sesin kulağımda çınlıyor, Gözlerimi gözlerinle teyemmüm ediyor, Gidemiyorum. Lanet olsun ki içimde bu denli sen dolaşırken, gitmeyi bir türlü beceremiyorum. Biliyor musun, Belki de seni senden daha çok seviyorum. Aleyna ırmak #YalnızlığaNikahKıydım
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.