"Şiirin Yusuf Siması[Il]" isimli şiir 1.6.2019 02:35:05 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
[ italik ]Şiir yazamadı ama Eflatun sevda Gönül tezgâhının üstünde şiir gibi büyüdü
Ve sevda ayetinde ifade edilmiş hali Kalbi lal Sevdası dilsiz Yüreği[!] gizemin kasası Leylanın meftunu Yazılmadan okunan şiir gibi
Ne güzel betimledi tanrım Bu kadar derin, bu kadar sonsuz, bu kadar duru Gülümsediğinde bana Bir ırmak çırpınır dolanır yüreğime Gözleri düşer eflatun sevdanın aklına Bu kubbede Bu sevdayla abdest alan gönülle hayatın getirdikleri yük olmaz
Derin bakışlı Kusur değil susmak Belki bir vaatti, bir müjde idi! Bir ikramdı Tanrı tasarımı deniyor buna Diyen belli duyan belli Suskunum sus
Mümkün mü? Nasıl saklarım ikram olduğunu Nasıl saklarım leyla olduğumu Çocukluğundan kalma Senin kalbinden geçeni benim yüreğim söyler Ağzım yüreğime hiç ihanet etmedi!
Hayatın içinden geçenler Öznel duygularla tercüme edilir mi acaba Nasıl denir Çiçeği olmayan çayır gibi bir dünyada Nasıl söylenir İnsanı soluksuz bıraktığı bir yer olan yeryüzünde Kaderin suçu yok, tercih benimdi Hüzün denizinde aşk gemisiyle sefere çıktım
Yosun kokulu gemicilerin doğduğu yerde Huzurun kilidi kayboldu Kural tanımayan hüzünler boyun eğdirdi Boyun eğmeyenlerin Ateşe unutulmuş kalp var göğüslerinin içinde Barut var, vuslatsız aşk var Yaprağı olmayan ağaç gibiydi Tükettikleri hayat
Delikanlım Ben bu dünyanın en şanslı kadınıyım Sen, kalbimden geçtin Ömrümü sarmaşık gibi sardın İyi de ettin Güneş yüzlüm Otuz dört senedir kıblem kalbindi Evet! Aldığın her nefes için tanrıya teşekkür ettim Mütebessim bir ifadeyle öyle güzel baktın ki gözlerime Şükür rekâtlarını kırka çıkardım
A benim ömrümün bengisuyu Tüm doğa uykudayken Bana uğrayan hayat gözyaşı salgıladı… Gönlüne şüphe düşürme diye Yeniden başladım hayata Bu kaçıncı bahar Saymadım soluksuz kaldığım yokuşları Göğsümün üstüne vurduğum her yumruk Hayatın bir sütununu devirdi Yüreğimin arkasında durdum Gözyaşı mı? Hayata tanıklık eden sabrın üstüne dökmedim Ruh gibi çıktığı bedene geri dönmez diye kortum
İki kapılı bir handa Tanrıya meyleden yönüme vurdum kendimi [La] ya takıldı dilime Sabır ne dediyse peki dedim Bastım [ufu] küçük bir köze Üç damla yaş saçlarıma doğru süzüldü Bir hayattan çıkıp bir hayata daha koştum Kendimi gözyaşı düşmemiş tenha bir sahilde buldum Bahar yeni gelin olmuş kız gibiydi Sırtımı hiç kullanılmamış bir umuda yasladım
Tansökümü Tanrının gizemleri deşildi[!] Gün fırladı yerinden Güneşe büründü eflatun sevdam Deniz yakamoza boğuldu
Ötesi sen-ben oluverdi işte[!]” Lalım bir yarım Yaslan sana meftun kadına Mavi gökyüzünün altında Hayatımız deniz manzaralı Derdimiz şiir Umudumuz mavi Sevdamız eflatun Yarısı senin yarısı benim O öylesine zengin felsefi bir sınavdır ki Aciz Leyla’yı Sokrates’in dengi yapar
Vuslatın vuslatı Sana diyor ki yüreğim[!] Eflatun sevdayı doğum günü hediyesi say O unutkan aynanın ispatıdır Muhtemelen mahşer günü dikkate alınacak
Ey yüceler yücesi Suskunu ben seçmedim Sen ikram ettin [Lütfen] Ayrılıkla cezalandırma beni Senelerce, senelerce Hiç bir şey istemeden diz çöküp emrini beklerim
Sıradaki teşekkürüm Yüzünü üstümüzden hiç çevirmeyen gökyüzüne Hiç susmayan umuda[!] Azalmayan sabra[!]
KAYIP YALDIZ [ /italik ]
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.