"KAR TANESİ..." isimli şiir 28.12.2017 15:30:06 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Hayta ömrün ilk şıkkı; Nasıl ki evrende büyüyen o kılcal tını Yine şehrin ve şiirin damarlarında süzülen Hüzün misali, Yeknesak ve vakur bir kımıltı Yine şaibeli mısraların Kanatlarının buz tuttuğu Bir Aralık akşamı.
Nakşeden doya doya Nispet yaparcasına sevmek İnsanın doğasında saklı Ne de olsa. Aykırı bir gölge bellensem de zaman zaman, Beliren umudun ayak seslerinde Tavan yapar hüzün ve hazan: Tıpkı kışa dönük yüzümün, Aşka dirayetli ölgün yüzünde Kara uyanan bir sabahında, İstanbul kadar sitemkâr bir şehrin Külyutmaz sevdalarında Takılı aklı ve ayağı Şu sefil şairin.
Nüktedan bir nota belki de Adına yalnızlık denen senfoni: Kül rengi ömrün, Bitap düşen ferinde Nice yanılgı ve yenilgi yüklü Döngünün en iri tebessümü saklı olsa da Vermediği bir selamın Kim ise dostluktan almamışsa nasibini, Yine körebe umutlarında Volta atan martı misali: Bir şehri seyreden Bir de şiir niyetinde Demlendikçe kelimelerin Muhbir sitemlerinde.
Kazan kaldırmak değilse de Elle tutulur bir sevgiyi Baş göz etmek Yine yüreğinde şairin, Elemden çıkıp da yola Varamadığı ne çok yaka: Kâh İstanbul’un metruk semtlerinde Kâh şiirlerin, güftelerin Kaçkın dizelerinde; Bıçkın bir kelam adeta Deli gibi emdiğim Titrek sesinde kış gecelerinin Duyulmaya özlem, Sevgiyi kutsayan Bir Tanrı mademki Sahibi evrenin ve bizlerin.
Aşkın da bir yüzü kara Vermeyen değil de Umurunda olmayan kim ise Saklı t/utkularını aklarken kendince Hem de en pervasızından, Gölgesinden bile korkan Bunca isyanı görmezden gelip, Bir kıtasında şiirin Bir de iki yakası bir araya gelmek bilmeyen Gizemli İstanbul şehrinin Dolambaçlı yollarında Kuru sıkı bir tebessümü sahiplenip Pay etmek yine Sürdükçe sefasını Kahırlı gecenin.
Yandan yana hangi sezgi? Yoldan çıkan kim ki, Gönül gözünden pervasızca medet Uman? Seslerin de sessizlikle tokuştuğu İçilesi bir şerbet İçinde yüzülesi ikilemin arka kapısı: Ne minnet ne töhmet, Varsa yoksa sevgiyi pay edip Kendimce ektiğimi biçip Edindiğim rahlede İçin için biriken rahmeti Serperken yüreğin çeperinde.
Buz tutsa da benlik Hem de öyle böyle değil, Garipsenen kıblesinde şairin Bir gölgeymişçesine Tuzağına düşmüşsen Gıybet denen dil zinasında Nedamet yüklü bunca imgeden alıp da Nasibini Usulca ölümü zikrettiğin Şiir öncesi matemi Boca edip yüzleştiğin.
Gerçeklerle yaranı ve yarını deştiğin Yarım kalmış masallardan Nasiplendiğin kadar da Sevdalıysan hayallerin girizgâhına Serildiğin boş bir küfe misali İçine doldurmak adına tefekkürünü Hayat denen sinenin.
Göz göze şehir ve şiir, Söz söze hayat ve ölüm denen zehir Nakşeden sihir ile boyadığına bandığın Elemi de kahrı da yok saydığın, Kanayan cerahatli yaralarında Tutsak kaldığın kendince Ve yüklendiğini Bir çırpıda yok saydığın…
Adımı da unuttum dünümü de madem, Yarına varsam varmasam Ne gam ne de zarar ziyanda kelam Aslıma erdiğimi bildikten sonra Erisem kar misali, Güneşim hepten serili Mevsimleri unuttuğum kadarım Belki de kardığımı yok saydığım Bir kar tanesi, Elimde kalan son umudum.
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.