Web Zaman Damgası

Ateş

Gam kasavet arama, gelir geçer bu dünya.
"Dünya başa dar olmaz" demiş Karacaoğlan.
Sanma bir matah gibi, adam seçer bu dünya.
Öbür dünya nar olmaz, demiş Karacaoğlan.
Ya şükredip sönecek, bu dünyalık ateşin.
Ya da seni yunacak, o dünyalık ateşin.

Öd ağacı misali yansa bütün vücudun.
"Yunus gibi" göğe bak ara ki bul çareni.
Seher yeli eserken olsun tütün vücudun.
Onulmaz yara ise, kara ki bul çareni.
Ya seninle dönecek bu dünyalık ateşin.
Ya da sönüp dinecek o dünyalık ateşin.

Bir dileğin var ise, eğer Hızır İlyastan.
Dile ondan berzahta nur içinde kalasın.
"Harabiyle" zemzemi içmeli ki o tastan.
O kevser yudumuyla sular gibi olasın.
Ya yaşarken kanacak bu dünyalık ateşin.
Ya seninle yanacak o dünyalık ateşin.

Evel gönül almayı gör "Kaygusuz Abdal'dan"
Dilin Allah demeye varsın hüşu göresin.
Kendi özünü bilip, ör "Kaygusuz Abdal'dan.
Ahir acısını bil, yar san hüşu göresin.
İçine ki sinecek bu dünyalık ateşin.
Melameti yenecek o dünyalık ateşin.

"Hacı Bektaşi Veli" Der maddeye kansanda
"Malın mülkün servetin hepsi evinde kalır"
Ben neler ettim Rabb'im diye dönüp yansanda.
Dünya malı dünyada, ardından eller alır.
Rahmet ile anacak bu dünyalık ateşin.
Kanma döner sanacak o dünyalık ateşin.

Şiir ve Yorum Mehmet Fikret ÜNALAN
26 Kasım 2017 Saat 17.40
Güzelçamlı/Kuşadası