Web Zaman Damgası

DER-SAADET

Der-saadet (Saadet Kapısı)

Sana bir tepeden, baktım İstanbul!
Meğer görmediğim, ne yerler varmış…
Senin gibi şehri, gel de ara, bul;
Rabbim sana ne çok, değerler vermiş…

Mübarek bir belde, emsalsiz ilsin!
Ağmaya bir çift göz, ahraza dilsin!
Şaire ilhamsın, el nerden bilsin?
Hepsi aguşunda, ömürler sürmüş…

Ne hünkârlar gelmiş, bu güzel yurda!
Yanmış, tutuşmuşlar hep bu uğurda…
Ashaptan bile çok, yatır var burda;
İstanbul, Fatih’in alnında termiş…

Kültürün, sanatın beşiği sensin!
Doğunun, batıya eşiği sensin…
Arzın vazgeçilmez, aşığı sensin;
Bu şehri her gören, postunu sermiş…

Çok asil duruşlu, kurşun küreler!
Etrafını sarmış, sanki hareler…
Mazrufu doldurmuş taş minareler;
Zarfına Osmanlı, mührünü vurmuş…

Urumeli’nin ve Anadolu’nun;
En mühim noktası “İpek yolu” nun…
Türkiye’min kalbi, İstanbul’umun;
Parlayan güneşi, İlahi nurmuş…

Sen, yedi tepenin, ender incisi!
Yediveren gülü, pembe goncesi!
Milattan sonrası ve de öncesi;
Nice gönüllerde sevdan taht kurmuş…

Taşın ve toprağın, altınmış senin!
Her tarafın deniz, öyle nazenin!
Tüm Acem mülküne ayar bir sengin!
Cevrine katlanmak ne kadar zormuş…

**

Sana da kıymışlar, sonunda güzel!
Kubbeler kaybolmuş, fonunda güzel!
Eski ruh kalmamış, teninde güzel!
Varlık denen vahşet, seni de yormuş…

Der-saadet idi geçmişte adın…
Bu muydu sanki bütün muradın?
Sen bu zalimleri, çok mu aradın?
Başa gelenler ne çoraplar örmüş…

Antalya-2017/11

Halil Şakir Taşçıoğlu

ÜSTATLARDAN:

Sana ayak basan başka olurmuş,
Hayal aleminde vücut bulurmuş,
Ne tarafa baksa tarih solurmuş,
Görmeyen görene hep seni sormuş.........................................................sakaogluhasankarakucuk

Tarihin örüğü, tuğla misali,
Ecdaddan ebede, fetih minvali,
Heybetlidir her an, zamanda hali,
İstanbul denilen, böyle olurmuş..................................................................İrfan Yıldırım Çevik

BÜYÜK ÇAMLICA TEPESİNDEN BAKTIM...RAKIM: 262 m.