"Limon çiçekleri ağladı sustu" isimli şiir 8.11.2017 16:19:50 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
[ italik ] limon ağaçları çiçeklenir yapraklanır şenlenir
sular candan akar sular sular susuzluğu… en çok da yüreği sızlayan kanadı kırık bir turna…gelir konar limon ağacına
sular dindirmez susuzluğunu yetişir imdadına yetişir carına yetişir hicranına susuzluktan çatlamış ciğerine paslı bir hançer olur ciğerleri delip geçer limon çiçeği kokusu
çıkar yağmur fırtınası fırtına sessiz öyle sessiz kimse bilemez kaç bahar geçtiğini kaç zaman daha
*
her şey değişmiş her şey eskimiş kanatlanır şahlanır gecenin ayazı izbesinde kıvrılır düşler limon ağacı oyunları kan rengi oynuyorlardı çocuklar saflardı masumlardı
sonra sustu on bin yıl bir geceye sığdı gece uzadı her yan kör karanlık iki çeşme yağmur sızdı vakit sızdı ah sızdı boz toprağı güneş çatlağı teni okşayan rüzgar sızdı inip kalktı göğüste ateş körüğü
bir sönüş bu kör kilitle kapanmış susan vicdandı duran kalp atışları mühürlenmişti
ölüm de ölmeliydi
*
bir hava kabarcığından bir ay ışığı bir şehir yaratılmış biçimden biçime renkten renge bir dokunulsa bütün evren patlayacak bir dokunulsa bütün gökler boşalacak iklimden iklime dönenceden dönenceye
kara delikler sustu kızılın yok olup da hilalin çıktığı yer anaların göz yaşı döktüğü yer
bir o yana bir bu yana salınan limon çiçeği ateş almadan ışık salan böcek kozasını yırtan kelebek tohumları uçuran rüzgar çiçek fırtınası gölge salan bulut yerden yükselen su nefes alıp veren deniz..sustu
toprağın üzerinde hayat taşıyan ırmaklar gökyüzünün içinde süzülen kuşlar dalgaların üzerine yayılan köpükler sekiz gök yedi yer
sessizce süreklice güneşte kavrulurken, gecede donarken iki büklüm olup susarken bir resim bir suret bir vehim sustu
*
saçını okşarken henüz kalbinde kin elinde taş yokken göğüs ateş tutuşmamışken sustu
aynı mesafede aynı hizada ölüm ölüm kıyamet ölüm şeref ölüm erken fecirle aydınlanmak limon yapraklarının sesinde asma bağlarının ortasında olgunlaşmış salkımlaşmış
bir nefeslenme sadece yağmur tanesince kum şeklince ateş rengince
sabah vaktinin doğan güneş doğu ufkunda parıldayan yıldız ışık saçan bulut ayasından yağmur sızan yapraklar yeryüzüne sakin sakin inen suların nefesi de sustu
*
soğuktu kör kapılar soğuk tu yanıp kül olmuş yürekler ateşin alaşımları soğuktu her yan peltekleşmiş pıhtılaşmış
bir iç yolculuğu yolcularına derin hüznü içinde hissedenlere… zindana düşenlere ummana karışanlara arınanlara arananlara
içe doğru bir yürüyüş bu hayatı durdurup keşmekeşten azadeliğe ışıktan karanlığa renksiz görüntülere susturulmuş resimlere sessiz şafağa
redfer [ /italik ]
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.