"FLU SONBAHAR..." isimli şiir 19.9.2017 16:21:32 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Flu sonbahar… Gök kaygılı, naçar bulutların da yası; Demlendikçe akıl tutulması, Gölgelendikçe ufkun seyrinde bir nida: Zemzem suyuyla yıkanmış madem gök kubbe.
Kayıtlara geçen öfkesi Eylül’ün: Beyaz zambaklardan çıkıp da yola Varamadığım o işkilli yaka; Ne de olsa panayır yeri yüreğin zehri Az sonra damlayacak gökdelenin nefsinden sızan, Bir de kelaynak kuşları gibiyim Ne sair hece ne de yeknesak bunca günceyi Soluklanırken nakşettiğim, Soldan sağa yürekte saklı bilmece.
Ant içtim madem sevmeye Sorun yok Allah’ım: Senden gelen ne ise başımın üstüne Elemi de efkârı da boca ettim madem yüreğin zeminine Varsın dolup boşalayım her güz vakti Yazı bile sonbahar bellemişken Ölsem ne çare? Yağmursuz günü sineme her çektiğimde, Yas’a yüklü yaşlarım helal olsun evrene.
Zarar ziyan, Aman Allah’ım nasıl bir temaşa? Kurban olurum zemherilerin solan seyrine Bir de kırağı çalandan değil de Kulağıma çalınan ne ise Gıybetten mütevellit onca yankıyı Görmezden gelirim Ne de olsa dervişin fikrine İhanet edenlerden yana tesellim.
Ha şimdi ha yarın, Kayıtlarda buyur ettiğim nice ölü anı’m Sonra da kusursuz ifşası hüznün El yordamı bulduğum değil de Yüreğin ufkunda saklı benliğin hicvi Ve tutuklu bir kelamda olsun Yanık surelerde içime dolan ne ise doya doya sunsun Günün hikmetini, Sonra da hazır ola geçerim Geçit vermez lehçelerde kıyasıya dövünürken Hak yolunda.
Zifiri olsa nakşeden ne fayda? Gülle konuşup da bülbüle dönüşen yüreğin cengi Bir susa bürünsem ne çare? Gelincik misali madem ömrün ikbali, Bunca hüzne dayanıp da Kırılsam aniden ortadan ikiye, Yalan mı söyle?
Arda kalan değil de ar’dan onca sessizliğim; Korkumdan değil de Asalettir giyindiğim Hele ki süzmesi ömrün Görünmez bir ikramında nefsin Elbet yola gelecektir bunca kusurum: Hâşâ, demem asla neden? Sormam da asla bu mudur payıma düşen?
Sevdik seveli matemi Büründük kisvesine madem mahremin, Rabbim güç kuvvet ver şu faniye. Alası ömrün, Sundurması hüznün, Menşei aşkın Kıblesi maneviyatın: Sevdik seveli sevilenlerden olduk şükür. Gittik gideli yol yorgunu şu gönül Varsın kelamın biri bin para Hele ki elemin eremediği mutluluk denen o mertebe.
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.