"MELEKLERİN MASUM AŞKI..." isimli şiir 21.6.2017 16:52:52 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Suskun hecelerin yobaz fısıltısı, Göksüz özlemlerin de kuru gürültüsü, Nazenin bir tınıda raks eden evren, Kayıtsız şarkıların da şerh düştüğü o ıslak merdiven.
Az sonra kayacak yıldızların usulsüz isyanında Bir de tokuştururken hüznü yıldırım hızında bir aşka Kucak açan bayat hüsranların da yengisi: Dolu dolu içinin ninnileri Ölü çocuğun anası boynu bükük bir kuram kadar Soluksuz ölümün teyelli izleği; Yine son sürat bir hezeyan, Çıt kırıldım gölge misali depreşen Görünmeyen göğün yangını.
Ne desem ki şimdilere meyilli azametin hırkası, Kandırıkçı bir tekerleme mahiyetinde Flu bir kaydırak, Şeşi beş gözlerinde kaderin Duraksama özürlü lanetin de isyanı Yine Allah katında görücüye çıkan merhamet, Varlığın istikameti mademki metanet, Haydi, yarıla sen de yolu, diyenlere Kol kanat geren evrenden müteşekkil Sayısız kehanet yine izinde gerçeklerin Dökülürken çakıl taşları evrenin teker teker.
Ha bu gün ha yarın, Denginde ömrün mahrem bir müptela tadı Konuşlu kâfir hecelerde şairin ucu yanık dili, Varsın saklı tutsun acısını, Sansın da dünyanın bedelini yüklerken şiire, Kayda değer bir tantana da mı Varlığın uzantısında sayısız imge tekelinde yine şairin Kutsarken Yaradan evreni, titrinde de hâşâ yanılgı, Diyen meleklerin masum aşkı.
Bir yürekte saklı bir de ufkun uzamında Şerh düşmeli bu geceye indinde, Meşk eylediğim rahmeti de korurken için için, Yüklendiğim onca derdi terk eyleyip Sığındığım dostane bir tebessüm olsa olsa tek kaygım, Yanıp da peşine düştüğüm sihrine toz kondurmamak Yine tek maruzatım.
İçimin peşrevini yok saysam, Çöreklensem nizamına, kayıp bir miladı da Örselenmiş benliğime bansam için için Hele ki görünmez yaralarıma tuz bassan, Ziyadesiyle acıyacak canımı da lav etsem Düştüğüm boşluğun artık hangi satır arasında Denk düşersem usulca Bir de kutuplarında yerkürenin, Bir eksen çizsem kendi etrafımda Toplasam uydularımı aslında Peşin hükümlü varsayımları da didiklesem Görünmez bir izlekte meşk eylesem Görünmezliğin şeceresini tutarken Tanrı.
Ansızın rest çeksem tüm sakıncalarına evrenin, Kutsasam aşkı, Kutsansam bazı bazı Kuşatsam doludizgin umutlarımı yok yere Ve sayfalar döşesem demediklerime, Dediklerimi yok saysan da; Demediğime dair hangi niyazsa içimde saklı Kardığım dünü hükmen mağlup saymamdan ötürü An’ı sersem ayaklarına yarın’ın batılına da Şerh düşsem kanıksadıklarıma delalet Kandıklarıma da rahmet okusam Belki de körebe oynayıp hiç kazanmadığımdandır Ya da hicvinde neşenin Bayat bir lanettir peşinde sürüklendiğim.
Ben gibi bensizlikle iştigal; Sen gibi sizli hitaplarında evrenin Peşim sıra dökülen çakıl taşına rahmet, Dediklerine aczi yet yüklü benliğimle Set çektiğim aşkın da yüzü suyu hürmetine, Hiçliğime sirayet eden artık hangi gölge ise Boyunduruğunda belki de boşboğaz Bir tekerleme nazarında Nazımı çeken patavatsız bir yürek kadar Hele ki gıyabında o benlik Hem de en efkârlı, Özür yüklü bir özne Kıymete binmiş belli ki kıyamet öncesi.
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.