"EVCİL KUŞLAR" isimli şiir 16.5.2017 21:19:36 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Artık kuşlar alıştılar Öyle ürkerek insanlardan Kaçışmıyorlar bir anda Kızıl kumrular, serçeler Dolaşıyorlar ayak altında Dikkatlerini kaçırmadan Çöp kutularının kenarında Yiyecek bir şeyler Ekmek, simit, susam tanesi Kırıntı derdindeler Kentte gördüklerim bunlar!..
Oh ohn ne güzel diyeceğim Kuşlar ile samimiyet fakat Bu iş biraz sakat Hadi çıkar da bir deli Girişir ise tekme tokat El kadar kuşun gövdesi Berelenir, kanadı kırılır Düşer cansız bedeni; Oysa yaşamak ve yaşatmak Tanrı'nın insana buyruğu Gerçek sevgi g/ereğinin bedeli!
Ya pusudaki vahşi kurtlar Çakallar, sırtlanlar, Tilkiler, kediler, Açlıktan nefesi kokan Buna rağmen Kim olduğunu Neden böyle olduğunu Haddini bilmeyen Kapıkulları, göt kılları Çakma süvariler(!) Atın kuyruğu Kurukaltı kılları Buyruk kulları Kula kulluk eden zibidiler?!
Daha dün yaktılar bir ormanı, Sonra köpeklerini zehirleyip Kendisine para veren Yardım eden bir aileyi Ali ile Aysin'i Kızılcık Yaylası'nda Kuşlar kadar mâsumdular Evlerinin içinde kurşunlayıp Kanlar içinde sermişler yere; Görmedik, ner'den ne'y(l)ediler?!
Şaban AKTAŞ 13.05.2017 - 10.27
DENİZLERİN TARİHİ
Sığ sular avutmaz bizi Deryalar büyütmez bizi, Deniz her zaman deniz Mayısta başaklanmış Rüzgârla savrulan Buğday tarlaları gibi Dalga dalga dalgalanan Tarih unutmaz bizi!..
Şaban Aktaş 13.05.2017
BU GECE AY YÜZÜ SİSLE PUS BİRAZ
Bu gece ay yüzü sisle pus biraz Benim de gönlümde kasvet yas biraz Duydu isen beni çık gel balkona Salını salını sana has biraz!
Kaç gündür görmemiş idim ya seni Seni görmeyince haliyle beni Belki de hüznünün buysa nedeni Aynalarda buğu bir nefes biraz!
Seni görmeyince keyfim kaçmaz mı Görünce dertlerim keder uçmaz mı Bastığın yerlerde nergis açmaz mı Yürü usul usul, yere bas biraz!
Hayâlin aynaya ay ile düşer Ay'la yuvarlanır dağları aşar Aktaş sana hasret aşk ile yaşar Yaraya merhem tuz tütün bas biraz!
Şaban Aktaş 13.05.2017 - 03.30
ÖZLEM
Hani insan gurbeteldeyken Özler ya memleketini Dağlarını düzünü Yaylalarını; baharını güzünü Öyle özlüyorum işte ben de seni Sıcaklığını üzüm gözlerinin Gül kokan tertemiz Mis gibi yanaklarını, yüzünü...
Nasıl oluyorum biliyor musun Baharda meyveye durmuş Bir dut ağacı gibiyim Dutları yere düşüp eriyen Eridikçe çürüyen Şırası toprağa sızıp giden...
Haydi gel desem sana Gelmezsin, gelemezsin Sevgi yüklü dallarım Kırılır kendiliğinden Dalımda karakargalar Kumrular, serçeler karıncalar Böceklerden başka Paylaşan olmaz bende seni...
Sen beni özlersin, ben de seni...
Şaban Aktaş 16.05.2017 - 17.08
TANRININ RÜYÂSI İMİŞ YAŞAMAK
Sabah ile ser'in esen yellerde Baharla al yeşil gonca güllerde Kumru kuşlar bülbül dudu dillerde Hoş bir derin nefes imiş yaşamak!
Düşlerimden yeni güne uyandım Yandım ateşlerde küle dayandım Aşkı hakikate çile sayandım Aslı astarı düş imiş yaşamak!
Yaşam bir ışığın yanıp sönmesi Yana söne düşün başa dönmesi Aşkın ateşinde Hakkın aynası Tanrının rüyâsı imiş yaşamak!
Bir saatçiçeği, ateş böceği Aydınlatır düşte gece gerçeği Ömrüm elde değil solar çiçeği Gözde bir damla yaş imiş yaşamak!
Aktaş güzel düşün, işin hoş olsun Dünya yalan özünden bomboş olsun Elinde av'cunda damla yaş olsun Aşk sırrına ermek imiş yaşamak!
Şaban Aktaş 15.05.2017 - 07.00
ELLER
Beş parmağın beşi de bir değil Ayrılabilir de dal dal Fakat beşi bir yerde Tek yumruk halinde birleşebilir de!
Her şey bir niyet meselesi Beyin ile Elde bütün marifet İyi düşün taşın Ellerin kahraman asker Ellerin baryoz Ellerin kazma kürek çekiç Ellerin kalem Ellerin seni geleceğe taşır...
Ellerin en vazgeçilmez şeyin Yaşatır seni sonsuza değin Alınterin, göz nurun, En yüce değerin, sevgin, emeğin!..
Şaban Aktaş 16.05.2017
CEHENNEM SICAĞI
Mor dağlardan eriyen kar Kentin musluklarından Şarıl şarıl akar Aktığı yere can katar...
Kesmeyin dağların başını Yerinde bırakın Ağacını, kayasını, taşını, Kana belemeyin insan eliyle insan düşünü!
Doğa ana hesap sorar Kurur susuzluktan her yan Ciğerinizde çöl sıcağı Bağrınızda cehennem ocağı!
Şaban Aktaş 16.05.2017 - 12.06
İÇİ BİR DIŞI BİR OLMAK?!
uyuz desen uyuz değil kuduz desen kuduz değil göt göbek ense yerinde sanırsın ki başa güreşecek ağır siklet pehlivan haleti ruhiyesini şöyle bir dinleyip anlasan gelmiş yetmiş seksen yaşına gücü kuvveti yerinde iyi beslenmiş hâlâ damızlık boğa gibi birisi!
dıştan bakıp giyimine kuşamına ütülü pantolon, kolalı gömlek kalıbıyla adam sandığın işine çıkarcı yobazın teki; kafasında yüz ton buz güneşin altında kalsa belki on yılda anca erir...
sorsan kendince dindar uzak yola gidip gelmiş hacı üstelik camiye de gider gelir fakat nefis ölmemiş hâlâ haşna fişna derdinde sapıklığı elinde hareketlerinden belli gözü gönlü taze gelinde...
arapça bir kaç ayet ezberinde "inna atayna kel kevser" diye başlayıp, herkese bildiği aynı duayı okuyor anlaşılan, ruhunda bin türlü fitne ficir içi başka, dışı başka sabahtan akşama kadar kimbilir içinden ne şeytanlıklar geçirir?!
adama "bir şiir yazdım! dedim keşke demeseymişim; bir kaç kez kendi kendine "şiir... şiir... şiir.. " diye sayıkladı ardından; " iki sekiz bir, ondokuz, üç yirmilik bir otuz " deyip ellerini dizinin üstünde bir ileri bir geri, çekip çekip getirdi bu da onun bildiği şiirmiş(!) herhalde ondokuzluk ya da otuzluktu dizinin üstünde hayâlinden geçirdikleri...
yazdıklarım yalan değil az evvel parkta gezerken rastladım böyle bir herife on dakika sohbet ettik çıkardım kişilik özetini, hiç hazetmedim kanından kalktım gittim yanından tam kalkıp giderken bana saatin kaç olduğunu sordu ezanın okunmasına ne kaldı bilmek istiyordu...
o kadar çok ki aramızda böylesi gerek yok kimliğini tarife; al birini, vur ötekine hepsi aynı kafadan yobazların hepsi çıkarcı işini bilir(!)
bir cebini düşünür bir de midesini böyle tiplerin ettiği duadan vatana millete gelecekte kime ne hayır gelir?! insan isterim, içi bir dışı bir düşü bir eylemi bir böyle güzel insandan kime ne kötülük gelir?!
Şaban Aktaş 16. 05. 2017
DÜŞ VE GERÇEK
Düşün gerçekleşmektir tasası Düşle başlar oluşum Böyle varoldu evren Budur işte evrenin Bütün varoluş değişim yasası!
Şaban Aktaş 14 Mayıs, 09:57 ·
HAYATIMSIN ANNEM
Rahminde dölledin Göbeğimi Teninden kestin Emek verdin Besledin büyüttün Tıpış tıpış yürüttün Kanımda kan Canımda cansın Genimde gen Bedenim sen Nedenim sensin Sevgin, şefkatin Rahman gibi aziz Rahminden beni Var edensin Yaşıyorsun benimle Canım güzel annem Dilimde ses Göğsümde nefessin!
Şaban AKTAŞ 14.05.2017 - 09.25
13 MAYIS 2017
Anneler Günü müydü bugün Mayıs'ın ikinci Pazarı değil Cumartesi gününü Gördüklerime kıyasla Unutup gitmişim Annemin yıllardır öldüğünü... Annelerin ağlama Yürek dağlama günüydü bugün İçler açısı çırpınışı Feryadı figânı boşuna Ey zalım felek Ben ne yaptım da sana Sen bunları yaptın bana Ay benim güzel oğlum Nasıl kıydılar sana Bunlarda mı gelecekti başıma?! Der gibi daralıyordu yüreği Sığmıyordu içi içine Günlerdir morgtaki cesedine Soğuk tenine dokunamadı Özbe özyavrusunun Tabutu çekiyordu kendine Ah ettikçe kendi kendine bir çocuğa bakıyordum o beni görmüyordu izliyordum arkasından usul usul parmaklarıyla incitmeden bir kedifenin üstünde dolaştırırcasına ellerini tabutu okşuyordu; belli ki o içindeki tabutun annesiydi o çocuğun az sonra alacaklar içindeki teni koyacaklardı bir mezara bir daha göremeyecekti istese de onu ne ölüsüne ne dirisine ne de tabutuna süremeyecekti ellerini annem diyeceği birisine onun son yolculuğuydu; kimdi o biliyor musunuz tabutun içindeki Aysin Büyüknohutçu onun evladıydı işte tabutu okşayan çocuk!
(Bitmedi)
Şaban Aktaş 11 Mayıs, 07:48 ·
HÂL VE GİDİŞ
Arsıza arsız deriz, hırsıza hırsız deriz "Hâl ve Gidiş" çok kötü, başta hayırsız deriz!
Derdimiz tek rızıktır, yediğimiz kazıktır Milletime yazıktır; hem iş hem aş isteriz!
Önce barış kardeşlik, vatan için birleştik, Birleşip irileştik, birlik dirliktir deriz
Bir yudum sıcak çayda, yurttaşlık ortak payda, Bölünmek kime fayda, bitsin ayrılık deriz!