Web Zaman Damgası

DAHA NE DURUYORSUN

''Daha ne duruyorsun''
uykulu bir hal alır gönül çiçeklerim
bir tutku var huzursuzluğunda
yüreğimde acı bir sevgi
içimde vatan sevdası benim de...

hadi koş kırlalara koşabilirsen
söyleyebileceğim çok şey var aslında
çocuksu renkli rüyalarım sırtımmdaki çantamda
taşır dururum her yere bilmem ki
hangi yana bıraksam
hatırlasam bir bir...

yeşil çimler üzerinde diyorum
okunası satır satır şiirler
kime faydası var ki
tozlu raflar arasında kalması
esaretin prangalarında
haykırmak gelir içimden
lakin ne gelir elden
alan da yok...

sussa diyorum yüreğim şiir gibi
zaten susmuşum konuşmadan
kimin yüzüne baksam dikkat çekerim
alay edilir yüzüme o da mı şiir derken
yarınsız hikayelerimi
içimdeki yangınlar kor bir alev olur
bir yanardağ lavı gibi fışkırır gözlerim
beni duyan olmaz ki
renkli sayfalarım bile olsa
dikkat çekebilir miyim...

bir özürlünün feryadı bu
duyun artık
ah nerede kaldım ben yalnızlığımla
kusur özürümde mi
neden kilitli bu kapılar bana
okullar neden kapanır yüzüme
hani doğarken bile şefkatli yüzler nerede
şanssızlığım mı özürlü olmak
asiliğimde kapanıp dört duvar arasında kalmak
yine dönüyorum mecburum, mecburum diyorum
ısınan gülüşlerimle...

ben öfkemin üzerine en ağır taşları koydum
acım bir kat daha artıyor suskunluğumda
kim bilir uykularımın kaçtığını
yalnızım diyor çocuk
bir hastanede bile önceliğim yok şimdi
varsa da satırlarda kalır
hayvansı davranışlar kör kuyularımda
bir otobüste veya tramway aralarında sıkışıp kalmak
ilgi şefkat istiyorum sadece evet sadece
tutamam annemin güzel ellerini
dinlemek lazım o tatlı dilini
okşarken pişman yüzümü...

artık yeter duyun diyorum şu sesimizi
suç mu özürlü olmak
istiyorum ben de şiir gibi olmak
okumak istiyorum hayatı
daha ne duruyorsun

Behçet Bük 1630/6.12.2016/Eskişehir