"KÜÇÜK BİR İLÇEDE YAŞARDIK" isimli şiir 8.11.2017 22:53:44 Edebiyatdefteri.com Web Zamanında Edebiyatdefteri.com Sunucularına Yüklenmiş/Güncellenmiştir.
Edebiyatdefteri.com sunucularına yüklenen veya güncellenen şiirler web zaman damgası ile işaretlenir. Web zaman damgası ile işaretlenen şiirleri sertifika zamanında yer alan bilgilere göre doğruluğunu taahhüt eder.
Detaylı Bilgi İçin Tıklayın.
Babam memurdu. Küçük bir ilçede yaşıyorduk, bahçeliydi evlerimiz. Annem çamaşırı leğende yıkardı, Bahçedeki ağaçlara bağlıydı çamaşır iplerimiz. Yaşıtlarımın çoğunun ismi ya Hürriyet ya Adalet ti. İhtilalle tanışmış üzülmüştük hepimiz . Sene bindokuzyüz atmış onbeş yıl geri gitmişti milletimiz. Hepimiz yaslı, hepimiz üzgündük. Aydınlık için Evlerimizde lüks yanardı. Elektrik bilmezdik hiç birimiz. Fakirdik Borçlu idi devletimiz. Evlerden altınlar toplanmıştı; bilezik, yüzük bir sürü ziynet . Birde umutlarımız. Sonra ismi lazım olmayan kollarda, Parmaklarda görülmüş Bu çirkin marifetimiz. Küçük bir ilçede yaşıyorduk Sene bindokuzyüz atmış mevsim bahar. Babam memur Annem meşhur bir terzi idi o zamanlar. Hayat mahrumiyet, kadının çalışması mahcubiyet, idaremiz mecburiyet, Annem yemeklerimizi bahçemizde taştan yapılmış ocakta yapardı. Bulunursa gaz yağı, bazen de gazocağımız da. Yoktu sonradan tanıdığımız Elektirikli ocağımız. tüplü gazımız Ben küçüktüm ailem küçük çekirdektik hepimiz. Küçük ilçelerde yaşardık Evimiz ya taştan ya kerpiç olurdu. Ama sıcacık ve de samimiydik biz. Herkesle can gibiydik. Komşularımız vardı: Tetelerimiz,yengelerimiz,abalarımız vardı. Hacıbabalarımız, hacıannelerimiz Çok derindi sevgilerimiz. Mahrum muyduk, mahrumiyet mi yaşıyorduk, bilinmez ama çok şirindi evlerimiz. Odamızın tam ortasında, Tavanına asılı kuruluydu Tahta kenarlı Kumaş salıncağımız. İçini çok merak ettiğim bebe beşiğimiz. Sallamam için ucunda uzunca bir urgan asılıydı. Bebeğimizi yatırırdık onun içine . Annem bir ağlama duyunca, hele bir de elinde bir iş varsa Koş salla. derdi bana. Çocuk kuvvetimle koşar sallardım, bir duvardan bir duvara. Korkudan mı bilinmez, susardı bebek . Çocuklar böyle büyürdü o yıllarda. Küçücük bir ilçede yaşıyorduk O zamanlar sokaklar yoktu her yer yemyeşil. Biz manav bahçıvan bilmezdik . Sebzeyi bahçeden, meyveyi ağacından koparırdık Ağaç dallarının meyveleri yerlerde. Çiçekler,böcekler di en çok tanışım. Sofralar serilirdi bahçelerimize. Toplanırdık sofra çevresine hep birlikte . Akşam olunca yatsı ezanına dek, otururduk bahçelerimizde . Sadece Sonbaharda çekilirdik evlerimize. Annem namaz kılmak için seslenirdi , Kapımızda otur kızım,biri gelirse diye. Ben de dua isterdim, oyuncağımı güzel yapabileyim diye. Biz para nedir bilmezdik Mutlu olmak için hep dualar isterdik. Öyle mutlu çocukluğumuz vardı ki, Bunu çok geç anladık. Küçük bir ilçelerde yaşardık. Çok candan arkadaşlarımız olurdu, Mutluyduk,hemde çok mutluyduk. Peynirlerimizi küplere bastırıp, toprağa gömerdi ninelerimiz. Tel dolaplarımız vardı kilerlerimiz de. Sebzelerimiz çürümez di sararıp solardı Tandırlarımız vardı, ekmeklerimizi pişirdiğimiz ve de saçlarımız olurdu kilerlerimiz de. Hiçbirimizin akrabası sorgulanmazdı karakollarda. Tek tük vukuatlarla yüzler kızarır utanılır dı. Suçlu derdik o zamanlar, Hapishaneler varmıydı bilemem çocuk anılarımda . Ama adını bile duymazdık, sözü geçseydi korkar unutmazdık; O yıllarda. İnsanlar birbirini severdi . Kavgayı yalnız çocuklar ederdi . Bazen babamdan duyardım Keşif dönüşünde anlatırdı İki tarla sahibi kırgınmış,barıştırdık. diye, Demek ki sınır ihlalleri oluyormuş bazen de. Biz barış dolu dünyada büyüdük hepimiz Sene Bindokuzyüz atmış Biz çok küçüktük ailemiz çekirdek. Dünyamız ayçiçeği çok mutluyduk o zamanlar. Yaşlanan büyüklerimiz itibar kazanırdı. Evlerde baş köşeydi yerleri Yoktu huzursuzluk dağıtan huzur evleri. Hiç duymamıştık kanser den ölündüğünü. İnsanlar yaşlılıktan, çocuklar çiçekten ölürdü o yıllarda. Uzun zaman korkarak dokunamadığım, koparamadığım çiçekten. Gerçeği öğrenince de kıyıp da yine toplayamadığı, o renk renk açan çiçekten. Biz bir çok ilçelerde yaşadık. Samimiydik ,severdik birbirimizi. Bir yerden diğer yere tayin olup gidince, tüm ilçe uğurlardı bizi. Hastalar olurduk ağlamaktan. Herkesin elinde kendi pişirdiği pastaları, çörekleri Yolluğumuz olurdu. Saatlerce yüklenmesi beklenen kamyonlar olmazdı öyle Her evin aynıydı eşyası; Bir masa, altı sandalye, bir karyola,iki divan. Birkaç tahta kutu içinde mutfak eşyası. Varsa şayet bir de dikiş makinası . Bir gaz ocağı,lüx feneri Kilimlerle bağlanmış yatak balyaları. Bir büfe,bir radyo en önemlisi. İçi su dolu çiçekle süslü fanusu Kimse kimseye özenmez di. Yoktu birbirimizden farkımız. Ne amirin ihtişamı, ne memurun yoksulluğu söylenmezdi. Aslolan makama saygı idi Herkes samimiydi, fakat haddini de bilirdi. Ayrılınca bırakılan dostlarla Yine görevde başka ilçelerde, hasretle buluşulurdu. Özlemler çoktu ,özenilen sadece dostluktu. Mektuplarla özlemler hafifletilir, duygular paylaşılırdı . Küçük bir çok ilçelerde yaşadık. Hepsi birbirinin aynıydı. Kız görmeye komşularla gidilir, damat soruşturulmaz dı. Herkes birbirini tanırdı, iyi bilirdi. Düğünler üç gün üç gece sürerdi. Misafirler paylaşılırdı. Bütün beyler beyefendi, Hanımlar hanımefendi idi . Kıyafetler özenilerek seçilirdi Fotür'süs beyefendi göremezdiniz Ya hanımefendilerin zarafeti, Şapkaları, eldivenlerine inat dantelalarla süslü olurdu. Konuşmalar seçilir, konuşulanlar dinlenirdi. Küçük birçok ilçede yaşamıştık. Birbirimizi hiç ihmal etmemiştik. Dostluklar sağlamdı. Adam gibi adamdı büyüklerimiz . Sadece bayramlarda değil, her günümüzde konuktuk kocaman dünyamızda. Küçük bir çok ilçelerde yaşadık. mutlu, mesut Oldukça sade özentisiz saygın saadetle Ve birbirimizi gerçekten iyi bilirdik o yıllarda Hayatı Şiirledim, kitabımdan NURAN ÖZTÜRK BENLİ NİN KALEMİNDEN
Sitemizde daha iyi hizmet verebilmek için sitemizde çerez kullanılmaktadır.