Çocukluk la genç kızlık dönemim arasında o dönemin en meşhur en geçerli tüm yazarların kitaplarını aldım okudum hatta çoğunu ciltleştirdim. Ne yazıkki kitaplarım ben yurt dışındayken evden biri tarafından yok edilmiş. Favorim ustaca aşk romanları yazan, o dönemin güçlü kalemleri Kerime Nadir, M. Tahsin Berkant ve diğerleri. Gülün seveni çok. Ben Hıçkırık romanı ve fliminden sonra Leylaklara, eflatun renge tutkunum. Büyük bir heyecanla her sene özlemle Nisan, Mayıs ayını beklerim. Leylaklarımı kucaklamak için. Hatta bir zamanlar bir sayfada Leylak kokulu kadın diye anılıyordum.Leylak kolanyam bitecek bulamayacağım diye kullanmayı esirgiyorum kendime.

İstanbul'a veda ederken yanıma aldığım romanlar arasında Gazap Üzümleride var. Gençlik yıllarımda bu roman ismi çok dikkatimi çekmişti. Zengin bir kütüphane var fakat şu ana kadar nasip olmamıştı okumak, şimdi okunmamışların sırasında bekliyor. Yanlış mı hatırlıyorum bilmem fakat sanki yabancı sinemada flimi de vardı sanki o eski yıllarda.

Kadere inanırmıyım yoksa insanlar kaderlerini kendileri yaratırlar düşüncesindeki yönümmü daha fazla
Kader sadece aşkla yolun keşişmesindemi kaderliğini oynar vücudumuzdaki can Tanrının eseridir yaratan odur lakin kader biraz insanların kendi akıl mantık çerçevesi içinde yada onu iyi kullanamayışlarının ezikliğinin yüküdür Aşka inanmıyan biri olarak hiç tanışmadım bundan sonrada eksik olsun fakat gerçek aşkın varlığına nasıl inanılıyormuş merak ettim doğrusu kendimden ne bulacakmışım kitabın içeriğinde bunun merakıyla okuyacağım bakalım aşk bendeki eski bir masalmı Ademle Havadan kalan yoksa neymişte biz tatmamışık

Kadere inanırmıyım yoksa insanlar kaderlerini kendileri yaratırlar düşüncesindeki yönümmü daha fazla
Kader sadece aşkla yolun keşişmesindemi kaderliğini oynar vücudumuzdaki can Tanrının eseridir yaratan odur lakin kader biraz insanların kendi akıl mantık çerçevesi içinde yada onu iyi kullanamayışlarının ezikliğinin yüküdür Aşka inanmıyan biri olarak hiç tanışmadım bundan sonrada eksik olsun fakat gerçek aşkın varlığına nasıl inanılıyormuş merak ettim doğrusu kendimden ne bulacakmışım kitabın içeriğinde bunun merakıyla okuyacağım bakalım aşk bendeki eski bir masalmı Ademle Havadan kalan yoksa neymişte biz tatmamışık

İnci Aral şu an elimdeki okuduğum UNUTMAK romanının yazarı.Yukarıda belirtilen şarkını söylediğin zamanıda okumalıyım içinde aşk, devrimcilik barındıran herşey beni cezbediyor kanım alevleniyor devrim türkülerinde o devri yaşamasamda o kuşağın hikayesi dikkatimi celbediyor romanlar hep mutlu son la bitecek değil ya romandaki Denizin akibetini satırlardan tahmin edebiliyorum ahhhhhhhhh kadınlar ahhhhhhhhh neden hep yıkılmışlık bitmişlik rolü bizlere verilir biçilir .

Hem anlamaya çabaladım hem birşey anlıyamadım.Neyin ifadesi aktarılmış. Yazılım temasından bir şeyler çıkarabilmek mümkünde bilmeceyle uğraşır gibi kafa yormak gerek .Şimdi 2 kişilik oyun senaryosu içinde bir mutlu kişi var bir gözaltında mahküm gözaltındakine sakinleştirici yapılıyor ayakta duramamasının nedenleri nedir
koridordaki bayrışlar kimlere ait başınız sağ olsun diyelimde dünyayı terkeden kim? bu kadar sıkıntılar mevcutken yazının başındaki mutluluğa anlam yükleyemedim karman çorman birşey devamını okumak gerekti oy vermeden tuşa göndere basılmadığından mecbur 1 vereceğim yoksa pek aydınlanmadığım hikayenin puanı 0dır

Aşkmı gelir insanı bulur,yoksa insanmı gider aşkın oltasına takılırki aşkın tedbirsizliğinin cezasını kime yükleyelim şimdi.AŞKIN TEDBİRSİZLİĞİ olasılığına karşı neden perilerin ölümünü değer görelim.hem güzel ölen samimi ölen diye ayrımı nasıl adlandırırız karşılaştırırızki güzel ölüm haktandırda ölümün samimiyetsizliği kimdendir nasıl oluşur hem Siyah beyaz flimlerdeki gibi vuslata eremeyen kavuşamayan sevgililerin ölüm halinde mahşeri temsilen orda kavuşmalarının resmi tablosu olarak göğe yükseliş vardırda gerçek gideceğimiz yerin adresini kaç kişi bilebilirki yerdemi göktemi kuzeydemi batıdamı? hem ölürken özür dileme kime ben ölüyorum hadi hayat özür dilerimmi can çıkarken bedenden Tanrım hak getire kimin aklına gele özür öyleyse doğarkende birşeyler mırıldanabilmenin mucizesini yaşasak diyorum ne olabilir mesela düşünmeye açık ah pardon yanlış oldu ben bu adrese yani dünyaya gelmek istemiyordum olabilirmi acaba

Denizleri
yani o 3 fidanı, Denizi
Yusuf, ve Hüseyini yücelten her görüşe saygılıyım.68 kuşağı mağdurlarının tümünü her daim dualarımda
anıyorum .Onları anlıyabilmek İçin insanda önce vicdan , sonrasında doğruları görecek algılayabilecek
gözler gerek onların dünyasına dar bir çerçeveden değil neyse kim ne düşünürse düşünsün ben o 3çüne hiç bir kan bağım olmadığı halde hala dün gibi yanıyorum ve diyorumki BU KALP SİZİ UNUTURMU
HÜLYA