Bu şarkı senin şarkın. Ama sen susturamazsın...
ŞairYazarKimlik OnaylıVip
- 7 Ağustos 2007'den beri üye
Yazı Yorumları
Aynur Engindeniz
21 Haziran 2009 Pazar 02:04:02
Aynur Engindeniz
21 Haziran 2009 Pazar 01:17:08
Ah şu müzevircilik...Çok severim ispiyoncuğu...
Ayhan bey, bu öncekinden de güzel olmuş. Eleştirileri dikkate alıyorsunuz. Ama yine konu bir diyalogla kalmış.Gerçi araya çuvalcı girmiş...Ama dediğim gibi, anlatım biçimi her geçen gün daha güzel ol...
Ayhan bey, bu öncekinden de güzel olmuş. Eleştirileri dikkate alıyorsunuz. Ama yine konu bir diyalogla kalmış.Gerçi araya çuvalcı girmiş...Ama dediğim gibi, anlatım biçimi her geçen gün daha güzel ol...
Aynur Engindeniz
21 Haziran 2009 Pazar 00:41:06
Diyaloglarla çok daha iyi olmuş.Eminim sen de daha kolay cümle kurup yazmışsındır.
Bir öncekinden daha güzel oluyor yazıların..Tebrik ediyorum Hülyam..
Bir öncekinden daha güzel oluyor yazıların..Tebrik ediyorum Hülyam..
Aynur Engindeniz
21 Haziran 2009 Pazar 00:02:04
Aynur Engindeniz
20 Haziran 2009 Cumartesi 23:51:28
Güzel ve bilgilendirici bir yazıydı.Babalar ve anneler bir gün değil hergün anılmalı.Bizim kültürümüzde bir gün kutlama işi yoktu.Sonradan geldi.Çünkü biz zaten onlarla yaşayan, geniş ailelerde yetişmiş bir toplumuz. Zaman kültürümüze bu yabancı kült...
Aynur Engindeniz
20 Haziran 2009 Cumartesi 15:34:11
Edebi bakarsak çok güzel olmuş. Ama yaşanmış olduğunu bildimden olsa gerek tadı buruk...
Aynur Engindeniz
20 Haziran 2009 Cumartesi 01:27:29
Sinirlerinizi her kim sakladıysa o bile yerini unutsun.Bulamasın. Öfkenizi az çok bilirim çünkü...
Aynur Engindeniz
20 Haziran 2009 Cumartesi 01:10:00
Ayhan beye katılıyorum.Anlatıcıdan çok diyalog olmalı bence de.Böylelikle anlatan tıkanmaz.
Bu haliyle de çok güzel.Konu günün içinden çıkarılmış, sade ve anlaşılabilir bir dil kullannılmış.Yazmaya devam Hülyam...Gözümüz sayfanda.
Bu haliyle de çok güzel.Konu günün içinden çıkarılmış, sade ve anlaşılabilir bir dil kullannılmış.Yazmaya devam Hülyam...Gözümüz sayfanda.
Aynur Engindeniz
20 Haziran 2009 Cumartesi 00:42:35
Salih kardeş, küçük harfle yazmalısın bu bir.İlkinden çok daha güzel, ama konuşma çizgileri yapmalısın.Konuşanın kim olduğu belli olsun diye. Bu iki..Üçüncüsü de cümle bitmeden başka cümle kurmuşsun karışık olmuş.EN ÖNEMLİ EKSİKLİLK NE BİLİYOR MUSUN,...
Aynur Engindeniz
20 Haziran 2009 Cumartesi 00:07:33
Kaderin yazdığı bile olsa yazı. Bir okuyanı olmalı, bir dipnot düşülmeliydi.
Acı ve ihanet bile anlamlı iken, derin bir sessizlik ağuladı tüm zamanlarını.
Şiir gibiydi.Çok güzel imgeler ve anlamlarla bezeli.Ama bence de biraz daha uzun olabilir...
Acı ve ihanet bile anlamlı iken, derin bir sessizlik ağuladı tüm zamanlarını.
Şiir gibiydi.Çok güzel imgeler ve anlamlarla bezeli.Ama bence de biraz daha uzun olabilir...
Aynur Engindeniz
19 Haziran 2009 Cuma 23:58:54
Aşk olsun Lizeya...Yüz elli yıllık ilçe orası.Beşikdüzüyle karıştırdın...Senin sayfandan hoş olamaz bence. Hoş bakan hoş görür.Sevgilerimle..
Aynur Engindeniz
19 Haziran 2009 Cuma 23:56:16
tamam yazım şekli çok güzel.Ama bir an önce bu melankoliden sıyrılmalısın.Yaşadığın şey elbetteki kolay değil.Ama tutunmalısın yeniden hayatın bir köşesine.O da öyle istemez miydi sence? Seninle onun arasındaki en güzçü baş dua şu anda.Onun için yapa...
Aynur Engindeniz
19 Haziran 2009 Cuma 23:41:01
Lizeya bakıyorum da Trabzonun ilçelerini biliyorsun.Buna çok sevindim.Ama benim ilçemi taş fırın ekmeğiyle ünlü VAKFIKEBİRİ unuttun.Evvelallah başa çıkarım elbet.Sen merak etme. Okullarda münazaraların paylaşılamayan kızıydım ben:)
Aynur Engindeniz
19 Haziran 2009 Cuma 23:37:28
sevgili uçuk...Benim eşim fırıncı olduğu halde ben de bayat ekmeği atmamaya çalışırım ve buharda yumuşatırm. Hala çöpten ekmek yiyenler var. Alın teriyle zengin olana sözüm yok.Ama diğer türlüleri biraz da bizim ahmaklığımız zengin etti.
teşekkür ed...
teşekkür ed...
Aynur Engindeniz
19 Haziran 2009 Cuma 23:07:41
Dikkat ettim, her bölümde bir olay iliyorsunuz ve diyaloglarla tasvirleri uzun tutuyorsunu.Anlatım çok güzel.Tasvirler güzel.Ama sabah oluyor fındık topluyorlar ve ilyas bir kişiyle konuşor akşam oluyor ilyas düşünceler içinde uyuyor.Bence diyaloglar...
Aynur Engindeniz
19 Haziran 2009 Cuma 21:12:09
Haklısın Hüzünlüşarkım.Hijyen adına...Ama neyi temizlediler...Garibanları mı? Tek geçimi simit tablası olanlar mı bozuyordu sokağın hijyenini. Zirveye çıkarken, kullandıklar " basamakları" çamur içinde bırakanlara yazıklar olsun...
Teşekkür ederim..
Teşekkür ederim..
Aynur Engindeniz
19 Haziran 2009 Cuma 20:57:37
Teşekkür ederim sevgili Lizeya. Daha önceki yazılarımda da baloncuyu, dilenciyi, aklını kaçırmış bir genci otobüsteki insanları yazmıştım. Sokaktan insanları gözlemlemeyi, yüzlerindeki gariban ifadeyi yazmayı seviyorum.Onları kendime daha yakın buluy...
Aynur Engindeniz
19 Haziran 2009 Cuma 18:16:22
Birincisi, Fikret TEZAL öyle yazdı diye kimse gidip inthar etmez. İkincisi yazıda herhangi bir ölüm methiyesine rastlamadım.Üçüncüsü,rahat koltukta oturup, o kadınların başlarına geleni kritike etmek kolay. Bir dakika o duruma düşersem ne yapardım di...
Aynur Engindeniz
19 Haziran 2009 Cuma 13:45:08
İnsanı intihara götüren ne olabilir.Hala anlayamıyorum.Galiba ruhun raydan çıkması olayı.Aklı selim kimse bunu denemez bile.
Ama öyküdeki kahraman dostları sayesinde kurtulmuş.Senin öyküleinde hep mutlu son olur.Toplum olarak mutlu sonlara bayılırız...
Ama öyküdeki kahraman dostları sayesinde kurtulmuş.Senin öyküleinde hep mutlu son olur.Toplum olarak mutlu sonlara bayılırız...
Aynur Engindeniz
18 Haziran 2009 Perşembe 19:16:00
Yanlış anlaşılmasın.Turizme elbette karşı değilim.Ama rezilliğe karşıyım.Orada Türklerin harcadığı abartılı rakamlara tepkiliyim.Nerden buluyorlar o paraları.Tabiki hamal gibi çalışan insanların cebinden...ELALEM BİİZM ATALARIMIZI BİLEMEZ.AMA BİZ BİL...
aYRICA ÜLKÜ BAHÇESİNİN YORUMU DA BİLGİLENDİRİCİYDİ.Ona da teşekkür ediyorum...Saygılar..
20.6.2009 18:58:57