Demir Melahat
7.1.2013 11:14:18Zümrüt müdür gözlerin, ışıl ışıl işlenmiş
Ay gibi, yıldız gibi mehtapla gümüşlenmiş
Tutunsam da ferine, şavkında sabahlasam
Alazında kavrulup, gölgende ferahlasam
Simli bir sedef taşı, titrek terli şüheda
Nazlı nazenin nurlu, bitmek bilmez o eda
Gül sineme işledi bade sunan bakışlar,
Mahkûmu etti beni parıldayan nakışlar.
Prof.Dr .Ahmet Maranki,yaşam enerjisi adlı kitabında şöyle diyor;
‘’Taş dünyadaki en önemli maddedir temizleyici ve toprağın türevidir’’
Şair sevgilinin gözlerini zümrüt ve sedef taşına benzetmekle;
Zümrüt(yeşil renkli, saydam değerli bir taş)
Sedef:Organik kökenlidir. kabuk kısımlarının iç yüzeylerinde çoğunlukla aragonitin konsantrik olarak birikmesiyle oluşur.
Sedef taşı baş dönmesini giderir. Hem fiziksel, hem de zihinsel görme gücünü artırır. Katarakt (Göz perdesi) için yararlıdır.Çevreye ve şartlara uyum yeteneği geliştirir. Karar verme zamanlarında, zihni açar.
Kesinkes kanıtlanmasa da bilimsel teorilerden hareketle,şairin özellikle bu iki kıymetli taş/ı daha şiirin ilk kısımlarında zikretmesi çok ilgimi çekti.
Topraktan gelmişiz ve toprağa döneceğiz,bu cihetten bakarsak,şair belki farkında olmadan,var oluş ve yok oluşu(yani bedenin yok olmasını kastediyorum.Kişi ölünce bedeni toprak oluyor)Ebedi hayatı yani asıl istiratgâhımıza işaret etmiş olabilir.
Bir çitft gözde bunları görmek ve belkide kendini bulmak,kendi aynasıdır görünen aslında.
Aşılmaz karlı dağları sarp engin yokuşları,yemyeşil ovaya çeviren o bakışın tesiriyle,karanlık zindanların kapanması ve aydın iklimlerin hüküm sürmesi,sevgilin gözlerinde aldığı enerjinin tesiridir.Doğada bulunan kıymetli taşların asıl büyüsü budur ki her aşığı mecnun ya da Leylâ eden,fiziki güzellik değil,iç güzelliktir.
Âşık kimsenin görmediğini görür,mâşuk bile kendi dünyasını tanımlayamaz.
Aşık, maşuğa yaklaştıkça aşkı git gide artar,belki de asıl gayeye vasıl olur.
Devam edecek(yarın)