nâ-gehân
20.10.2011 11:00:51Ne çok geldim, gittim, okudum da bu şiiri bir selam vermek nasip olmadı dilden.
Şimdi bu şiire gönülden bir selam olsun.
Ölüm, korku, yol,zaman.
Tüm mısralara hâkim olan, yalnızlık ürpertisi, ürpertti beni.
Korku öyle bir şey ki bir damla dahi olsa damlayarak boğmaya yeter bizi. Hele bir de meçhul bir korku ise saran bedeni.
İflah olmaz…
Bazen hayat önümde bir uçurum gibi
Bilirim adımlasam düşeceğim.
Ve ;
“vaktin keyfini bozarken
çılgına döndürürken zamanı
sokak lambaları
yollara düşme
yollar günahların akrabaları ”
...derken Şair ,
bu dizelerinde şuurla, dış dünyaya ait objeleri bir simge gibi kullanırken; benliğin mesela bir sokak lambasına benzetilirken o eşyanın karakterine bürünürken bilhassa, asıl iç dünyasının aydınlanmaya muhtaçlığını hissettim. Karanlığında kalmış bir sokak lambası sadece kendini ışıtamaz.
Işığı yollara aydınlık,
Işığı kendine karanlık…
Ve şiirdeki zaman telakkisi; ayağından yara almış ağır aksak adımlar yolları.
Zamanın kemirdiği sevda düşleri…
Bu şiir çok çok başka…
***
Çok güzel ve derin bir sızı okuttuğunuz içindir teşekkürüm.